İçindekiler
Ülkemizde her mevsimin doya doya yaşanabildiği, yaz sıcağından kış karları ile dengelendiğimiz iklimlerden suyu kullanırken bile zihinlerimizde kuraklık ve gelecek korkusu düşüncesiyle boğuştuğumuz dönemlere geldik.
Yaşadığımız kış aylarında Türkiye’nin en kalabalık nüfusa sahip şehri İstanbul’a su sağlayan barajlar içinde 9 Ocak 2023 itibarıyla %50’nin üzerinde doluluğa sahip baraj kalmadı. Pabuçdere Barajı’nın doluluk oranı ise %4,8’e düşerek alarm verdi.
Çağın Gereksinimi: Sürdürülebilir Mimari
Su sıkıntısıyla karşı karşıya kalınacağına dair sinyallerin bu kadar net olduğu günlerde; alınabilecek her türlü önlem, temel hayat gereksinimlerimizin karşılanmasında büyük rol oynayacaktır. Kuraklık kapıdayken suyun verimli kullanılmasına yönelik uygulama, beklenti ve düzenlemeler de önümüzdeki dönemde giderek artacaktır. Bu nedenle; modern konutların çağın beklentilerine ayak uydurabilmeleri ve kısa sürede demode kalmamaları için “sürdürülebilir mimarlık” konusu ön plana çıkması gereken bir noktadır.
Sürdürülebilir Mimarlık Nedir?
Sürdürülebilir mimarlık; ihtiyaç duyulan binaların yapım, kullanım ve yıkım süreçlerinde doğaya verilen zararın en aza indirgendiği, ekolojik dengenin gözetildiği, malzemenin, suyun ve enerjinin etkin biçimde kullanıldığı faaliyetler bütünü şeklinde tanımlanıyor.
Sürdürülebilir bina projeleriyle kullanıcıların sağlığı ve konforu korunurken, yapım-kullanım aşamalarında doğal kaynakların varlığı ile geleceğin tehlikeye atılmaması ve yıkımdan sonra da diğer binalar için kaynak oluşturulması ya da doğaya zarar vermeyecek biçimde atık çıkarılması hedeflenir.
Yeşil Bina Nedir?
Yukarıdaki hedeflerin karşılanması amacıyla tasarlanan yeşil binalar, doğal kaynakların etkin kullanıldığı, gelişim gösteren “sürdürülebilir, çevre dostu ekolojik ve akıllı” yapılar biçiminde tanımlanır.
Yeşil Binaların Avantajları
Yeşil binaların sahip olduğu avantajları şu şekilde tanımlayabiliriz:
- Binalardan kaynaklı karbondioksit salımını azaltır,
- İnşaat aşamasında çevre tahribatını en aza indirger,
- Bina ömrü boyunca işletme masraflarını azaltır,
- Yenilenebilir enerjinin kullanımını ve geliştirilmesini sağlar,
- Hafriyat ile ortaya çıkan atık malzemenin değerlendirilmesini sağlar,
- Yeşil çatı uygulamasıyla yağmur sularının biriktirilerek kullanılmasını sağlar,
- Doğal ışıktan yararlanma ve enerji tasarrufu sağlar,
- İzolasyon sistemleriyle ısıtma ve soğutma maliyetlerinin azaltılmasına katkıda bulunur,
- Binanın değerini arttırır,
- Kullanıcılara daha sağlıklı ve verimli bir ortam sunulmasına olanak tanır,
- Kentsel yaşam alanlarına değer katar.
Sonuç olarak, ortalama ömrü 50 yıl olan “modern” binaların demode olmamaları için su, enerji, atık ve emisyon yönetimi son derece önemli olacaktır.