İçindekiler
Yazıma başlarken öncelikle Kahramanmaraş merkezli depremlerde hayatını kaybedenlere rahmet, yakınlarına başsağlığı ve yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.
Önceliğin yaşam hakkı ve sağlık olduğu bugünlerde bir yandan yaralar sarılırken diğer yandan gelecekte bu tarz felaketlerin önüne geçebilmek için yaşanılan durumun sebeplerine odaklanılmalıdır. Nitekim depremzede vatandaşlarımızın mağduriyeti de ancak bu şekilde azaltılabilir.
Kamuoyunda yönetmeliğe aykırı binaların sorumlularının cezalandırılması için sesler yükselmektedir. Bu itibarla Türkiye Barolar Birliği (TBB) tarafından depremzede vatandaşlarımıza yönelik hazırlanan Depremzedeler İçin Hukuk Rehberi başlıklı hak arama kitapçığını, ceza hukuku ve özel hukuk yönünden özetlemek istedim.
Ceza, özel, vergi ve sağlık hukuku boyutlarının yer aldığı bu rehberde; hak sahipleri, sorumlu kişi ve kuruluşlar, hukuki süre ile yaptırım, talep edilecek hakkın içeriği gibi konular detaylı olarak incelenmiştir.
Ceza Hukuku Yönünden
Ceza hukukunda deprem sebebiyle ölüm, yaralanma, taşınmaz ve taşınır (araç, eşya vs.) malların zarar görmesi gibi durumlar; yüklenicinin, mimari mühendisin, şantiye şefinin, yapı denetim firması yetkililerinin ve ilgili teknik personelin sorumluluğunu doğuracaktır.
Diğer yandan mevzuata aykırı binanın yapım ve tadilatına izin verilmesi, denetim yükümlülüğünün ihmali, depreme hazırlık/afet planlarının uygulanmaması, denetim ve gözetim yükümlülüğünün ihmali, deprem sonrası arama kurtarma çalışmalarının gecikmesi, eksik ya da hatalı müdahalelerde bulunulması gibi eylemler sonucunda da belediye, valilik, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), bakanlık ve ilgili il müdürlüğünün sorumluluğu doğacaktır.
Sorumlular Türk Ceza Kanunu, İmar Kanunu, Yapı Denetimi Hakkında Kanun ve ilgili mevzuatın öngördüğü ceza ile idari yaptırımlara bağlıdır. Şikâyetler ise suçun niteliğine göre zarar gören, mirasçı ya da yakınlar tarafından depremden itibaren 6 ay içerisinde depremin meydana geldiği yerin Cumhuriyet Başsavcılığına yapılmalıdır. Suçun resen (kendiliğinden) takibi gereken hâllerde ise şikâyet olmaksızın savcılık harekete geçecektir. Bahse konu suçları işleyen kamu görevlileri hakkında ceza soruşturmasına devam edilebilmesi için ilgili kanunda belirtilen amirlerden izin alınması gerekmektedir.
Enkazdan alınan numune, laboratuvar raporları, fotoğraf, video kayıtları, tanık ifadeleri, yıkılan binaya ait ruhsat ve ekleri, daha önce yapılan şikâyet ve verilen cezalar gibi resmî kayıtlar da önemli delil teşkil edecektir.
Özel Hukuk Yönünden
Depremzedelerin özel hukuk yönünden üzerinde durması gereken önemli başlıklar da aşağıdaki gibidir:
Mirasçılık Belgesi Alınmalı
Özel hukuk yönünden özellikle hak sahipliğinin tespiti önem arz eder. Hak talebi ve hukuki sürecin başlangıcı için işlemlere buradan başlanması gereklidir. Bu nedenle ölen kişilerin mirasçılarının, herhangi bir noter veya oturulan yerdeki sulh hukuk mahkemesinden mirasçılık belgesi alması gereklidir. Depremde aynı aileden birden fazla kişinin ölmesi hâlinde, hangi aile üyesinin daha önce öldüğü tespit edilemezse, “birlikte ölüm karinesi” geçerli olur. Türk Medeni Kanunu’nun 29. maddesinde, “Birden fazla kişiden hangisinin önce veya sonra öldüğü ispat edilemezse, hepsi aynı anda ölmüş sayılır.” ifadeleri kullanılmaktadır. Aynı anda ölmüş sayılmaları hâlinde de vefat eden kişiler birbirine mirasçı olamaz.
Birçok enkazın kaldırılmamış olması, kaldırılan enkazlarda ise bazı cesetlerin vücut bütünlüğünün bozulması sonucu kimlik tespiti yapılamaması nedeniyle ölüm karinesi dikkate alınarak başvuru yapılmalıdır. Ölüm karinesi bulunan kişinin alt veya üst soyundan birinin ya da kardeşlerinin, bunlar yoksa mirasçılarının mülki idare amirinden alınacak ölüm tutanağı ile birlikte Nüfus Hizmetleri Kanunu madde 32 gereği nüfus müdürlüğüne başvurularak ölüm kesinleştirilir.
Gaiplik ihtimalinde, mirasçı olabilecek kişiler; kaybolanın son yerleşim yerindeki sulh hukuk mahkemesine en erken depremden itibaren 1 yıl sonra başvurabilir. 6 ay arayla 2 kez ilan verildikten sonra kişinin yaşayıp yaşamadığı hakkında bilgi edinilemezse gaiplik kararı verilir ve ölüme bağlı haklar doğar.
Mirasçı olup da borçlardan dolayı mirası reddetmek isteyenlerin, ölümden/ölümü öğrenme tarihinden itibaren 3 ay içinde ölenin son yerleşim yerindeki sulh hukuk mahkemesine başvurması gereklidir.
Delil Tespiti Yaptırılmalı
Delil tespiti son derece önemlidir. Bina, yol, köprü yıkımı ya da araç, eşya ve her türlü zararın tespiti için açılabilecek tazminat davalarına esas olmak ve delil teşkil etmek üzere hasarlı malların bulunduğu yerdeki sulh hukuk veya asliye hukuk mahkemesine, hak sahibi ve/veya mirasçıların yazılı olarak (dilekçe) başvuru yapması gerekir.
Ayrıca 7269 sayılı yasanın 13/a maddesi gereği düzenlenen hasar tespit raporları da delil vasfı taşır. Yetkili kurum ve kuruluşlarca düzenlenen emsal hasar tespit raporları, delil sayılır.
Zayi Belgesi Alınmalı
Deprem sonucu ticari defter ve kayıtların kayıp veya hasar görmüş olması durumunda, ileride vergi yasaları yönünden kusurlu duruma düşmemek ve ceza ödememek için Türk Ticaret Kanunu’nun 68. maddesi gereğince iş yerinin bulunduğu yerdeki ticaret, yoksa asliye hukuk mahkemesinden zayi belgesi alınması gerekmektedir. Her ne kadar Türk Ticaret Kanunu’nun 68. maddesinde zayi belgesi alınması için öngörülen süre anılan belgelerin kaybolduğunun veya hasar gördüğünün öğrenildiği tarihten itibaren 15 gün olarak belirtilmişse de yaşanan deprem felaketi sonrasında 01/09/1999 tarihli ve 23804 mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 574 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile bu süre 2 aya çıkartılmış ve mükelleflerin il veya ilçe idare kurullarından aynı süre içinde alacakları zayi belgeleri de yetkili mahkemeden alınmış belge hükmünde sayılmıştır.
06/02/2023 tarihinde meydana gelen depremle ilgili de böyle bir tarihin belirlenmesi beklenir. Zayi belgesinin alınması Vergi Usul Kanunu’nun defter ve belgelerin ibraz yükümlülüğüne bağlı yaptırımları ortadan kaldırması bakımından önemlidir.
Maddi ve Manevi Tazminat Davası Açılmalı
İdarenin hizmet kusuru sebebiyle doğan zararlar için zarar gören, ölüm hâlinde mirasçılar ve yakınlar; ağır yaralanma durumunda ise kendisi veya yakınları dava açabilir. Kiracı kira sözleşmesine, malik ise satış sözleşmesine, satın aldığı kişiye ya da eser sözleşmesine dayanarak yükleniciye karşı tazminat davası açabilir.
Kira sözleşmesine dayalı taleplerde sulh hukuk mahkemesi, konut için yapılan satış, eser, sigorta sözleşmesine dayalı taleplerde tüketici mahkemesi, ticari davalarda ise ticaret mahkemesi görevlidir.
3194 sayılı İmar Kanunu madde 28’de sayılan yükümlülüklerini ihmal eden fenni mesul sıfatını haiz mühendis, mimar ile yükleniciye, şantiye şefine, yapı denetim firmasına ya da yapı sahibine karşı açılacak dava; haksız fiil hükümlerine ya da inşaat yapım sözleşmesine dayanıyorsa davacı davalının yaşadığı, depremin olduğu veya kendi bulunduğu bölgedeki asliye hukuk mahkemesinde dava açabilir.
Zaman aşımı oldukça önemlidir ve zararın meydana geldiği deprem tarihinden itibaren işlemeye başlar. Yapıda meydana gelen zarar satıcının veya yüklenicinin ağır kusurundan (kast veya ağır ihmal) kaynaklanıyorsa zaman aşımı süresi 20, ağır kusur yoksa taşınmaz yapılar için 5, taşınırlar için 2 yıldır.
Dava sigorta sözleşmesine dayanıyorsa 2, herhâlde rizikonun gerçekleşmesinden itibaren 6 yıldır. Yapı Denetimi Hakkında Kanun’a dayanarak yapı yüklenicisine, yapı denetim firmasına, eser sahibi mimara, denetçi mimara veya mühendise, laboratuvar görevlilerine karşı açılan davada yapının taşıyıcı sistemi için 15, taşıyıcı olmayan diğer kısımları için 2 yıllık süre mevcuttur. Bahse konu süre, yapı kullanma izninin alınmasından itibaren işler.
Dava haksız fiile dayanıyorsa zararın ve sorumlunun öğrenilmesinden itibaren 2, her durumda “fiilin işlendiği tarihten başlayarak” 10 yıldır. Zarar, yapının kötü yapıldığı tarihte değil depremle birlikte doğduğu için amaca uygun yorumla 10 yıllık sürenin deprem tarihinde işlemeye başlayacağı kabul edilir. Ayrıca tazminat, ceza kanunlarının daha uzun zaman aşımı öngördüğü bir cezayı gerektiren fiilden doğmuşsa daha uzun olan bu zaman aşımı uygulanır.
Depremzede Hangi Zararları Talep Edebilir?
- Ölüm gerçekleşmişse cenaze giderleri,
- Ölüm hemen gerçekleşmemişse karşılanmamış tedavi giderleri ve iş görülemeyen sürede meydana gelen kazanç kaybı,
- Destekten yoksun kalma zararı, (ölmeden önce süregelen maddi desteğini veya ölmeseydi gelecekteki muhtemel maddi desteğini kaybeden kişilerin birlikte yaşadığı bireyler [çocuklar, ebeveynler vb.] manevi tazminat isteyebilir)
- Yaralanma durumunda tedavi ve bakım giderleri, geçici iş göremezlik hâlinde çalışılamayan süreyle sınırlı olarak uğranan maddi zarar,
- Taşınır veya taşınmaz malların zarar görmesi sebebiyle değer kaybı tutarı, onarım giderleri, onarım süresince malın kullanılamaması sebebiyle yapılan masraflar.
DASK Zararın Ne Kadarını Karşılar?
Zorunlu deprem sigortası bulunan yapılar için Doğal Afet Sigortalar Kurumu (DASK), depremden dolayı meydana gelen maddi hasarlarda 25/11/2022’den itibaren 640.000 TL üst sınırına kadar ev sahibi olan sigortalıya sigorta tazminatı ödemektedir.
DASK Parası Nasıl Alınır?
Depremzedeler; Alo DASK 125 Zorunlu Deprem Sigortası Hattı, e-Devlet veya SMS üzerinden tazminat için başvuruda bulunabilir. Tazminat, gerekli bilgi ve belgeler ile hasar tespitinin tamamlanmasını müteakip en geç 30 gün içinde ödenir. İsteğe bağlı deprem sigortası bulunan yapılar için sigortalıya sigorta şirketi tarafından sigorta poliçesindeki üst sınıra bağlı olarak meydana gelen maddi hasar için sigorta tazminatı ödenir.
Çalışmanın tamamına ulaşmak için tıklayınız…