İçindekiler
Ülkemizde ilk olarak 2002 yılında çıkarılan ve 2007, 2009 ve 2015 yıllarında ek maddelerle revize edilen “Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik” ile yasa koyucu, yönetmeliğin amacını; “Kamu ve özel kurum ve kuruluşlar ile gerçek kişilerce kullanılan her türlü yapı, bina, tesis ve işletmelerin, tasarımı, yapımı, işletimi, bakımı ve kullanımı aşamalarında, herhangi bir şekilde çıkan yangının, can ve mal kaybını en aza indirerek söndürülmesini sağlayacak yangın öncesinde ve sırasında alınacak tedbirler ile organizasyon, eğitim ve denetimi sağlamaktır” şeklinde tanımlanmıştır. Bu, yangın esnasındaki sorumluluklar ve kullanılacak malzemelerin sertifikalandırılmasından, yangına dayanım sürelerine kadar birçok başlıkta sorulara cevap verebilecek detaylı bir yönetmeliktir.
Yönetmelik, projelendirme aşamasından başlamak üzere binaların türlerine, yapı yüksekliklerine, binada konaklayan kişi sayısına, binanın ve bina içerisindeki alanların kullanım amaçlarına, yapı alanlarına ve bu alanların büyüklüklerine bağlı olarak oluşturulacak yangın zonlarına kadar birçok detay göz önünde bulundurularak alınması gereken önlemleri tanımlamıştır.
Binaların yangından korunması için yatırımcı kuruluşlar, mal sahipleri, işveren temsilcileri, mimarlar, makine mühendisleri, elektrik mühendisleri, uygulama ekipleri, imalatçılar dahil olmak üzere sorumlu tutularak bunların; görev, yer sorumluluk tanımları yapılmıştır.
“Sigorta şirketleri, yangına karşı sigorta ettirme talebi aldıkları bina, tesis ve işletmelerde, bu yönetmelik hükümlerine uyulup uyulmadığını kontrol etmek zorundadır.” Şeklinde bir tanımlama ile sorumluluk alanlar bölümüne sigorta şirketleri de dahil edilmiştir.
Yapı ruhsatı vermeye yetkili kuruluşlar; yangın söndürme, algılama ve tahliye projelerinin bu Yönetmelik hükümlerine uygun olup olmadığını denetlemek zorundadır.
2007 Yönetmeliği Yangın Güvenliği Hakkında Nasıl Maddeler İçeriyor?
Yönetmelik en gelişmiş hâliyle 2007 tarihinde yürürlüğe girmiş ve 2002 tarihli Yönetmelik kaldırılmıştır.2007 Yönetmeliği’nde bu tarihten sonra yapılacak yeni yapılar ile kullanma amacı değişen, ruhsat alma zorunluluğu gerektiren büyük tadilatlarda da mevcut yapıların yeni Yönetmelik çerçevesine uygun hâle getirilmesi gerektiği konusunda mevcut yapı sahipleri uyarılmaktadır. Aynı zamanda Yönetmeliğe geçici maddeler konularak mevcut yapıların yeni Yangın Yönetmeliği’ne uyumlu hâle getirilmesi için birtakım tanımlamalar ve süreler getirilmiştir. Bunlar aşağıdaki gibidir;
Bu Yönetmeliğin 10. kısmında belirtilen mevcut binalar için yangına karşı alınması gereken tedbirler, bina sahibi ve yöneticisi ile kurum amirleri tarafından 1 yıl içinde yerine getirilir. Bu süre içerisinde, alınacak tedbirlerin gerekli kıldığı tesisatın yapımına başlanılmış ise, yapım süresine bağlı olarak ilgili idare tarafından 1 yılı aşmamak üzere yapım süresi tanınabilir.
Yangınlar ve Önlemler Konusunda Toplumsal Bilinç Oluşmalı
Yeni yapılacak ve mevcut yapılarda yapılması gerekenlerle ilgili tanımlanan tüm süreler dolmuş olmasına rağmen mevcut yapılarla ilgili önlemlerin alınmadığını Bolu Kartalkaya yangınında gördük. Bu şekilde birçok tesisimizin olduğu aşikârdır. Yeni ve başka acılar yaşamamak için bu kadar mühendis ve mimar yetiştiren bir ülkede acilen denetleme mekanizmasının devreye gireceği sistemlerin oluşturulması gerekmektedir.
Tasarım, uygulama ve kontrol aşamalarında mümkün olduğu kadar ülkemizdeki Binaların Yangın Korunması Hakkındaki Yönetmelik esasları doğrultusunda çalışmalar yapıyoruz. Bazen Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik’in yetersiz kaldığı durumlarda, bazen de projeye özel olarak bir istek tanımlanmışsa veya yurt dışına yapmış olduğumuz projelerde NFPA standardı ve malzeme tanımlarında UL ve FM sertifikaları kapsamında değerlendirmeler yaparak gerekli önlemler aldığımız çalışmalarımız da bulunmaktadır.
Proje aşamasında ve yeni yapılacak binalarda büyük oranda bu önlemlere dikkat ediliyor. Ancak işletmeye alma ve sonrasında gerekli bakımlarla testlerin yapılması konusunda maalesef yeterli bilinç hâlâ oluşturulamadı. Sistemlerin binada bulunması kadar bu sistemlerin çalışıyor olduğunun ve ihtiyaç hâlinde devreye gireceğinin konforunun da mutlaka oluşturulması gerekir. Yangın ve önlemler konusunda daha fazla yazmak, çeşitli platformlarda konuşmak ve konuyu gündemde tutarak toplumsal bilincin oluşturulmasına katkıda bulunmak zorundayız.
Yangın Denetim Mekanizmasına Dair Çözüm Önerileri
Buraya kadar bildirilenlerle aslında iyi niyetle yapılan çalışmaların var olduğunu ancak denetim mekanizması işletilemediği için sorunların devam ederek acı olaylar yaşandığını, can ve mal kayıplarıyla sarsıldığımızı söyleyebiliriz.
Sorunları ve çözüm önerilerini iki ana başlık altında toplayabiliriz.
1- Yeni projelerde işletme programının oluşturularak, periyodik kontrollerin yapılması ve yangın anında sistemin çalışacağının test edilmesi ve raporlanması.
2- Mevcut binalarda gerekli alt yapıyla birlikte işletme programının oluşturulması, periyodik kontrollerin yapılması ve yangın anında sistemin çalışıyor olacağının test edilerek raporlanması.
Peki bu sistemlerin uygunluğunu, yangın anında devreye girip giremeyeceğini ne şekilde denetleyeceğiz ve raporlayacağız?
Tüm Tesis ve Binalara “Denetim Etiketi” Belgesi Alma Zorunluluğu Getirilmeli
Bolu Kartalkaya Otel yangınında da görüldüğü üzere böyle bir durumda denetleme yetkisinin kimde olduğu ile ilgili kafa karıştırıcı birçok bilgi sunuldu. Denetleme talebi için belediye mi yetkilidir, yoksa meskûn mahal dışında olduğu için Turizm Bakanlığı mı denetlemelidir?
Bu sorulara siyasi bir çerçevede yaklaşılıp karşı tarafı suçlama polemiğine dönüştürüldüğünü ve toplumda kafa karışıklığı oluşturulduğunu üzülerek izledik. Şimdi de bu karmaşık bilgiler içerisinden hukuk sisteminin ve bilirkişilerin doğru kararı bulabilmesini bekliyoruz. Oysaki bu konuda çıkarılacak bir yönetmelikle bu tip konuların muhatapları netleşecek ve herkes yapması gerekeni daha kolay yapacaktır. Vatandaş bu tip bilgileri bilmek ve takip etmek zorunda değildir. Yasa koyucunun vatandaşı korumak üzere, tüm tesis ve binaları “denetim etiketi” belgesi almaya zorunlu kılmalı ve denetim raporu ve etiketin görünür bir şekilde ilan edilme mecburiyeti getirilmelidir.
Bununla ilgili mevzuatın hazırlanması ve yeni bir yönetmelik ihtiyacı artık çok net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Tıpkı Asansörler Periyodik Kontrol Yönetmeliği gibi binalar için de Binaların Yangın Sistemlerinin Periyodik Kontrol Yönetmeliği’nin çıkarılması ile ilgili konu, çok acil ihtiyaç hâline gelmiştir.
2025 yılında bu kadar çok mühendis ve mimar yetiştiren bir ülkede bu denetimleri yapmak ve bununla ilgili iş gücünü oluşturmak çok zor değildir. Önemli olan ne istediğimizi bilmektir.
Yangın Bütünsel Olarak Ele Alınması Gereken Bir Konudur
Yangın sadece mühendislik dalını ilgilendiren bir konu değildir. Bütünsel olarak ele alınması gereken bir konudur. Mimarlar proje aşamasından başlamak üzere;
- Kaçış yolları,
- Merdiven evleri,
- Bunların yangına dayanıklı kapıları,
- Teknik merkezlerde alınması gereken önlemler,
- Pasif yangın söndürücüler ve
- Yönetmeliğe uygun malzeme seçimlerinden sorumludur.
Aynı zamanda bir otel binasının yangın projesini tasarlarken dikkat edilmesi gereken hususlar başka, bir barut deposunu veya endüstriyel bir tesisi planlarken dikkat edilmesi gereken konular çok başkadır. Bir petrokimya tesisinde çıkacak bir yangının tüm şehri etkileyeceği veya sık sık yaşadığımız havai fişek tesislerinde yaşanan yangınlarda alınması gereken önlemler çok çok farklılıklar göstermektedir.
Konuya bina makina mühendisliği disiplini içerisinde biraz daha yakından bakalım. Makina mühendisleri olarak yangından korunma ve savunma sistemlerini planlamaktayız. Burada yine yapı türüne, yapı yüksekliğine, mahallerin kullanma amaçlarına uygun olarak sistem seçimlerimizi yapıyoruz.
Yangın depoları ve yangın pompaları aracılığı ile yangın dolapları, sprinkler sistem ve hidrant sistemlerini beslediğimiz sulu sistem tasarımları, makina mühendisliği disiplini içerisinde çözülmektedir. Aynı zamanda sulu sistemler içerisinde itfaiyenin işini kolaylaştıracak itfaiye bağlantı ağızları, itfaiye kat bağlantı vanaları yine sulu savunma sistemleri içerisinde aldığımız önlemlerdir. Hangi tür binada hangi sulu sistemleri kullanmak zorunda olduğumuzla ilgili birçok detay vardır ve bütün bu detaylar yönetmelikte tanımlanmıştır. Mümkün olduğu kadar sulu sistemlerde algılama sistemleri ile hareket ettirilerek yangının çıktığı alanda ilerlemesine engel olacak şekilde tasarımlar yapar ve bunu uygun büyüklükte su depolama ve basınçlandırma sistemleri ile planlarız.
Bazı mahallerde sudan korunması gereken sistemler yer almaktadır. (Bilgi işlem merkezleri, elektrik odaları, değerli kağıtların ve tabloların bulunduğu bölümler, arşivler, kimyasal depolar, pişirme sistemlerinin üzerindeki davlumbaz sistemleri vb. gibi.) Bu alanlarda yangın söndürme sistemleri olarak gazlı söndürme sistemleri tercih etmekteyiz. Kullandığımız gazlar FM200, Novec 1230, CO2, Azot gazlarıdır. Bunları merkezi gaz sistemleri olarak planlayabildiğimiz gibi her mahal için birebir tasarladığımız özel tasarımlar da yapmaktayız. Bu sistemler ortamdaki oksijeni yanma sınırının altına çekecek şekilde planlanır ve çok kısa süre içerisinde mahal tamamen bu gazla dolarak yangın kontrol altına alınır. Burada seçilecek gaz cinsi, tüp kapasiteleri ile ilgili hesaplamalar ve seçimler ile boşaltma nozulları ve borulama sistemleri bina makina mühendisleri tarafından tasarlanmakta ve uygulanmaktadır. Otomasyonu ve algılama sistemleri elektrik mühendisleri tarafından kontrol edilmektedir.
Bina makina mühendisliği disiplini içerisinde akışkan olarak havayı kullandığımız ve hava ile aldığımız önlemler de yer almaktadır. Yangın merdivenlerinin bulunduğu mahallerde merdiven basınçlandırma sistemleri ile binadaki tahliyeyi kolaylaştırmak amaçlı pozitif basınçlı bir alan yaratırken, duman atım sistemleri ile yine ortamdan dumanı hızla uzaklaştırarak duman atım fanları, kanalları ve menfezlerini planlamaktayız.
Bütün bu sistemlerin doğru çalışması için elektrik mühendisleri algılama sistemlerini ve alarm sistemlerini kurgulayarak bina makina mühendislerinin kurguladığı sistemin doğru zamanlarda devreye girmesi için elektrikli vanaların bağlantılarını, yangın pompalarının mutlaka jeneratörlerle entegre edilmesini sağlamalıdır. Eğer jeneratör yoksa dizel pompaların seçilmesi konusunda koordinasyon sağlanmalıdır.
Yangın Mühendisliğiyle İlgili İhtisas Alanına İhtiyacımız Var
Peki bu kadar farklı disiplinlerin bir araya gelerek çözüm üretmesi yerine yangın mühendisliği bölümünün oluşturulması ve bu konuda uzmanların yetiştirilmesi işimizi daha çok kolaylaştırmayacak mı? Çok acil olarak bu bölümlerin oluşturulmasına ve böyle bir ihtisas alanına ihtiyaç duyulmaktadır.
Yangın çok önemli bir konu başlığıdır ve çok fazla detaylar içerir. Kapalı alanlardaki yangınlar, endüstriyel yangınlar, petrokimya tesislerindeki yangınlar bazen tüm şehri ve insan sağlığını olumsuz yönde etkileyecek büyük felaketlere yol açmaktadır. Kapalı alan yangınları kadar açık alan yangınları, orman yangınları da ülkemizde sık sık başımıza gelen ve hepimizi derinden yaralayan olaylardır. Böyle bir uzmanlık alanının açılması ve bu konuda yangın mühendislerinin yetiştirilmesi itfaiye teşkilatımızda daha değerli bir hâle getirecektir. Aynı zamanda bahsettiğimiz bu denetim mekanizmasına gerekli olan eğitimli insan kaynağını da bu yolla temin edebiliriz. Yangın mühendisliği bölümlerinin oluşturulması, bu konunun artık yaşanmasının istenmediği ile ilgili hassasiyetin önemli bir göstergesi olacaktır.