İçindekiler
“Türk inşaat malzemesi sanayisi, kapasite bakımından gerek yurt içindeki gerek yurt dışındaki yüksek talebi karşılayacak güce ve inovatif anlayışa sahip. Bu nedenle sektörümüzün gelecek potansiyelini çok yüksek görüyoruz.” Bu sözler, Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu’na ait.
Küçükoğlu ile konut fiyatlarının yükselişinde malzeme fiyatlarının payını, sürdürülebilir gayrimenkul geliştirmenin önemini, doğal afetlere karşı güçlendirme faaliyetlerinin inşaat malzemeleri sektörüne etkisini, gayrimenkul sektörünün teknolojiye ayak uydurabilme karnesini ve inşaat malzemelerinin ülke ihracatına katkısını konuştuk…
Konut fiyatlarının yükselişinde malzeme maliyetleri nasıl bir yer tutuyor? Küresel ölçekte malzeme fiyatlarının güncel durumuyla ilgili değerlendirmelerinizi ve bu konudaki gelecek öngörülerinizi dinlemek isteriz.
Küresel çapta yaşanan enerji maliyetlerindeki artış ve ham madde tedariki konusundaki zorluklar, enerji yoğun sektörlerin başında gelen inşaat malzemeleri sanayisinin maliyetlerini de ister istemez etkiliyor. Konut fiyatlarında önemli bir artış yaşanıyor ancak konut maliyetinin tamamını malzeme oluşturmuyor. Bugün malzeme bedeli, arsa payı dâhil inşaat maliyetinin %20-25’ini geçmiyor.
Dolayısıyla konut fiyatlarındaki artışı sadece inşaat malzemesi üzerinden anlatmayı doğru bir değerlendirme olarak görmüyoruz. İnşaat malzemesi üretiminden bağımsız olarak bugün tüm dünyada artan maliyetler, tedarik ve lojistik tarafındaki sıkıntılar nedeniyle üretim maliyetleri çok arttı.
Pandemi ve ardından gelen savaşla birlikte ekonomilerde bozulan denge düzelmeye başladıkça, üretim tarafındaki maliyet artışları da hız kesecektir. Türk inşaat malzemeleri sanayisi olarak artan fiyatlara rağmen özellikle Avrupa’da rekabet gücümüzü korumak için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Ülkemizin her geçen gün artan önemi, büyük potansiyeli ve güçlü geleceğine çok inanıyoruz. Önümüzde tehditler, fırsatlar, belirsizlikler, baş döndürücü değişimler bulunurken bu süreçte güçlü gelişim beklentilerimiz de var…
Sürdürülebilir gayrimenkul geliştirme noktasında inşaat malzemesi üreticilerine ne gibi görevler düşüyor? Bu alandaki farkındalık, üretici nezdinde yeterli düzeyde mi?
Gelecek için sürdürülebilirlik adımlarını, öncelikle üreticiler olarak atmamız gerekiyor. İnovasyon ve AR-GE’nin gücünü kullanarak karbon ayak izi düşük sürdürülebilir ürünler üretmeye gayret göstermeliyiz. Türkiye İMSAD olarak üyelerimizde ve sektörde bu anlayışın yerleşmesi için çeşitli çalışmalara imza atıyoruz.
Geleceğin şehirlerinde enerji, su, atık ve zaman verimliliği; en kritik konular arasında yer alıyor. Yaşadığımız binalardaki enerji tüketimini azaltarak gelecek nesillere daha sağlıklı, yaşam kalitesi daha yüksek şehirler bırakmak için enerjiyi verimli kullanmak zorundayız.
Bugün endüstriyel atıklardan bile inşaat malzemeleri üretilebiliyor. Farklı sektörlerin AR-GE’leri ile bir araya gelinerek yapılacak inovasyon çalışmalarıyla, ortaya etkili sonuçlar çıkması mümkün.
Akıllı kentler ve çevre dostu binalara eğilimin hız kazandığı bu süreçte, inşaat malzemesi sanayicileri olarak sorumluluğumuzun daha da arttığının bilincindeyiz. Esas konunun, kaynakları yönetmek olduğunun bilinciyle ülkemizdeki sürdürülebilir malzeme ihtiyacının karşılanması için inovatif ürünler geliştirmeye devam ederek daha sağlıklı, daha işlevsel ve doğayla dost şehirlerin inşası için çalışacağız.
Doğal afetlere karşı güçlendirme ve enerji verimliliğini arttırma gibi hedeflerle, yapılarda derin yenileme işlemlerine başvuruluyor. Bu durum inşaat malzemesi sanayisine nasıl yansıyor?
Özellikle pandemi döneminde evde geçirdiğimiz süreler artınca, ev içinde daha konforlu alanlar oluşturma ihtiyacı ortaya çıktı. Böylece yenileme konusu gündemimizde daha yoğun bir şekilde yer almaya başladı. Talepteki bu değişim, inşaat malzemeleri sanayisinin gelişimine de önemli katkı sağladı.
Bu süreçte enerji maliyetlerindeki küresel artışla birlikte enerjinin iklim değişikliği üzerindeki etkilerine yönelik farkındalığın artması, binalarda enerji verimliliği sağlama amacıyla derin yenilemeye yönelik ilgiyi artırdı. Öte yandan ülkemiz için deprem riski de çok büyük… Bu nedenle binalarımızı incelemeden geçirdikten sonra gerekli olması hâlinde mutlaka güçlendirme yapılması gerekliliğini her fırsatta tekrarlıyoruz.
Kentsel dönüşüm, yenileme, derin yenileme ve güçlendirmeyi birbirinden ayırmadan; binaların gerçek ihtiyacı doğrultusunda uygulamalar yapılması gerekiyor. Kentsel dönüşümü bir bina dönüşümü olarak görmemeliyiz. Yani 20-30 yıl sonra tekrar dönüştürülecek yapılar yerine, 100 yıllık güçlü binalar inşa etme anlayışını geliştirmeliyiz. Güçlendirme konusu deprem riski nedeniyle giderek önemli hâle geliyor. Bizler de bu meseleyi özellikle gündemde tutmalı, ‘deprem öldürmez, bina öldürür’ sözünü hiç unutmamalıyız.
İnşaat malzemesi üreticilerine ve gayrimenkul sektörüne geleceğe yönelik tavsiyeleriniz varsa dinlemek isteriz… Örneğin üreticilerin teknolojik gelişmeler konusundaki farkındalığı yeterli düzeyde mi? Bu gelişmelerden üretim süreçlerinde ne oranda faydalanıyorlar?
Geleneksel inşaat ve malzeme anlayışı günümüzde yerini performansa dayalı inşaat ve buna uygun malzeme seçimine bıraktı. Sürdürülebilirliği destekleyen, çevreci ürün ve üretim anlayışı önemli kriterlerden biri hâline geldi. Enerji verimliliğinden atık yönetimine, deprem dayanımından çevre planlamasına kadar AR-GE ve sürdürülebilirlik faaliyetlerine gelecekte daha fazla yoğunlaşmamız gerekiyor. Doğru malzemenin doğru yerde, doğru proje ile ve doğru ellerde yapıldığından; belgeli malzemelerin belgeli yolculuğundan emin olmak giderek önem kazanıyor.
Uzun bir aranın ardından fiziksel olarak gerçekleştirdiğimiz İnşaatta Kalite Zirvesi’nin 10’uncusunun ana temasını bu yıl ‘sürdürülebilirlik’ konusu oluşturdu. Pek çok uzman konukla son gelişmeleri değerlendirme ve geleceğe yönelik perspektif oluşturmaya çalıştık.
Öte yandan inşaat sektöründe çok yönlü olarak uçtan uca projelendirme imkânı sunan BIM (building information modelling) yani yapı bilgi modellemesinin, Türkiye’de kullanımının daha da yaygınlaşmasını destekliyoruz. BIM kütüphanelerinin oluşturulmasını rekabet gücü açısından kritik görüyoruz. 2018 yılından bu yana Türkiye İMSAD çatısı altında çalışmalarını sürdüren buildingSMART Türkiye öncülüğünde BIM konusunda farkındalık oluşturmaya gayret ediyoruz.
Türkiye’nin inşaat malzemeleri ihracatındaki yakın dönem performansını mercek altına almanızı istesek neler söylersiniz? Bu alandaki gelecek hedeflerini de paylaşmanızı rica ediyoruz.
2021 verileriyle 63,3 milyar dolar iç pazar büyüklüğüne sahip olan inşaat malzemesi sanayisi, 30,8 milyar dolar ile Türkiye’nin ihracat lideri sektörleri arasında bulunuyor. Yaklaşık 65 milyon ton ihracat gerçekleştirilirken toplam ihracat içinde inşaat malzemelerinin payı yüzde 13,7 olarak gerçekleşti. Sektörümüzün cari açığa pozitif katkısı ise %358 oldu.
İnşaat malzemeleri ihracatı eylül ayında yüksek performansını sürdürerek yıllık, yani son 12 aylık ihracatta değer olarak 34,6 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2022 yıl sonu beklentimiz değer olarak 35 milyar doları yakalayacağımız yönünde…
Türk inşaat malzemesi sanayisi, kapasite bakımından gerek yurt içindeki gerek yurt dışındaki yüksek talebi karşılayacak güce ve inovatif anlayışa sahip. Bu nedenle sektörümüzün gelecek potansiyelini çok yüksek görüyoruz.