İçindekiler
İnsanoğlu toplumsal yaşama meyillidir. Teknolojik gelişmeler ve nüfus artışları ile birlikte önce küçük kırsal yerleşimlerin, ardından da kentlerin kuruluşuna şahitlik ettik. Zamanla büyüyen bu kentleri daha yaşanabilir hâle getirme ile ilgili binlerce çalışma ve girişim var. Bununla birlikte insan doğasının hiç değişmeyen ihtiyaçları da aynen devam ediyor. Sağlıklı beslenme, ruh huzuru, fiziksel dinginlik isteği gibi taleplerde değişen bir durum olmadığı gibi kent hayatının etkileri ile ihtiyaçlar artıyor. “Bir köyde yaşasam ama kent konforundan ve imkânlarından uzak kalmasam.” gibi hafiften ütopik düşüncenin temelinde de bu yatıyor.
Kırsal Bölgelerle İlgili Dünyadaki ve Türkiye’deki Girişimler
Dünyada özellikle gelişmiş ekonomilerde mevcut kentlerin belli bölümlerinde daha kırsal bir bölgenin yaratılması konusunda pek çok tasarım çalışması yapıldı ve bunların bazıları da hayata geçirildi. Daha önce yazılarımda bahsettiğim kent seralarının geliştirilmesi, bu girişimlerin sonuçlarından biri. Bahsi geçen girişimler aynı zamanda esenlik (wellness) ve sürdürülebilirlik kriterlerini rasyonel bir biçimde ortaya koyduğu için de başarılı gayrimenkul geliştirme ve yatırım projeleri olarak ortaya çıkabiliyor.
Bunun dışında belli bölgelerin gelişmesi ve kent yoğunluğunda daha homojen bir yapı oluşması için kentsel köyler de geliştiriliyor. Belli başlı altyapı imkânları oluşturulup, insanlara bazı teşvikler sunularak planlı yeni köyler de kuruluyor.
Atatürk’ün Önderliğindeki Kıymetli Proje: İdeal Cumhuriyet Köyü
Bizde ise konu hakkında en önemli 2 çalışmadan biri 1937 yılında Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde geliştirilen İdeal Cumhuriyet Köyü Projesi olarak bilinen yaklaşımdır.
İdeal Cumhuriyet Köyü, kırsalın daha efektif gelişmesi ve kent dokusuna yaklaşması açısından önemli bir çalışma olmuştur. Bu yaklaşımın temellerinden birisi de Aydın’ın Sultanhisar ilçesine bağlı Atça mahallesindeki kent planıdır.
Köylerin kent algısı ile geliştirilmesi konusunda ikinci önemli çalışmayı ise 1978 yılında dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, Köykent Projesi adıyla devreye almak istemiştir. İlgili projenin bazı örnekleri hayata geçmiş, hatta yurt dışından finansman da sağlanmıştır. Ancak bu çalışma da devamlılık gösterememiştir.
Kentlerde Köyler Yaratmak veya Köylerin Kent Gibi Üretilmesi Çözüm mü?
Şu ana kadar yapılan tüm çalışmaların; kentlerde köyler yaratmak veya köylerin kent gibi üretilmesi şeklinde ilerlediğini gözlemliyoruz. Peki, konuyu farklı bir şekilde ele alabilir miyiz? Zannediyorum bunun çözümü, kasabaları tekrar ele almak olabilir.
Osmanlı’da nahiye ya da bucak denilen, en genel tanımı kasaba olan bu sistem; tam olarak köy ile kent arasındaki bir tanımı bize veriyor. Her ne kadar mevzuatlarda artık pek tanımlanmasa da geleceği ve insanların taleplerini göz önüne alarak bu tip bir yapıyı tekrar geliştirmemiz pek çok çözümü de beraberinde getireceğe benziyor.
Esasen 250-1.000 arası daireye sahip bir konut sitesi de bir nevi kasaba olarak görülebilir. Bütçesi, yönetimi, peyzaj/teknik bakımı ve güvenlik hizmeti ile aslında orada da bir kasaba yönetimi yürütülüyor. Ancak bizim burada bahsettiğimiz modelle arasında çok önemli bir fark bulunuyor. O da yaşamın yüksek beton yapılarda sürmesi ve buradaki insanların daha çok kırsalı hayal etmesi.
Modern Kasabalar İçin Kafa Yormak Zorundayız
Bir dönem tartışmalar yaratan ve tarım arazilerinin bölünmesine sebep olduğu gerekçesi ile yaptırımlara maruz bırakılan hobi bahçeleri konusunun temelinde kent insanının bu talebi yatıyor.
Yapılan tüm kanunlara karşı hâlen bu modelle üretilen pek çok proje var. Bunun üzerine yapılaşma engelini aşmayı sağlayan tekerlekli evlerin (tiny house) yaygınlaşması ise süreci daha da hızlandırdı. Üstüne bir de pandemi ve deprem gerçeği de gelince artık beklenti zirveye çıktı. Son dönemde yaşanan çok yüksek kira artışları da destekleyici bir unsur oldu. Tüm bu sürece pandemi sonrası her yerde yaygınlaşan uzaktan ya da hibrit çalışma alışkanlığı, yeni neslin daha fazla dahil olduğu elektronik ve dijital çalışma metotları ile iş dalları da eklenince mobil hayata olan bakış açısı farklılaştı.
Tüm bu tabloyu tek bir karede incelediğimizde modern kasabaların geliştirilmesi için kafa yormak ve fikir üretmek kaçınılmaz oluyor. İzmir bölgesinde ilk örneklerini geliştirmeye çoktan başladık bile.
Doğru Planlanan Modern Kasabalar ile Sürdürülebilirlik Tabana Yayılacak
Modern kasabalar geliştirmek için elbette yönlendirici birtakım mevzuatları oluşturmak doğru olacaktır. Kasaba halkının bir kısmı daha kentsel işlerle uğraşırken diğer kesimin tarımsal üretim ve sürdürülebilirlik üzerine odaklanmasını sağlamak gerekmektedir. Mütüalist bir sosyal ekosistem kurgulanması, bu işin temel hedefi olmaktadır. Modern kasabaların doğru planlanması ise temel hedefimiz olan sürdürülebilirliğin tabana yayılmasını ve ulaşılabilir olmasını sağlayacak en önemli imkânlardan birisi olacaktır.