İçindekiler
Ülke tarihinin en büyük ve en acı afetlerinden biri olan 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremleri sonrası afetten direkt etkilenen 10 ilde çalışmalar yapılmış, 118 bin binadaki 412 bin bağımsız bölüm yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olarak tespit edilmiştir.
Saha çalışmalarına göre bölgede ortalama hanehalkı sayısının 4 kişi olduğu düşünüldüğünde 1,5 milyonun üzerinde kişinin yeni konut ihtiyacı olduğu bilinmekte ve bu nüfusun bulunduğu ilden göç etmek zorunda kalabileceği beklenmektedir. Bununla birlikte toplam 12 milyon nüfusa sahip 10 ilin yeniden yapılandırılması gerekmektedir.
Afet Bölgelerindeki Hatalardan Ders Alınmalı
Beklenen İstanbul depreminin riskleri de düşünüldüğünde, “afete dirençli kent planlaması ve afet bölgelerinin hatalarımızdan ders çıkarılarak yepyeni bir anlayışla planlanması” ülkemiz için en acil aksiyon alınması gereken konudur.
2005 yılında imzalanan Türkiye’nin de taraf olduğu Hyogo Protokolü ile başlayan süreç sonrası ülkemizde de kriz yönetiminden risk yönetimine geçilmesi gerekliliği vurgulanmıştır. 2017 yılında Japonya’da gerçekleştirilen Sendai toplantısında ise iklim değişikliği ve diğer etkenlere bağlı olarak dünyada artan afetlere karşı afete dirençli kentler oluşturulmasının ülkelerin ana amaçlarından biri olması gerektiği ortaya konulmuştur. İklim değişikliği, artan nüfus, yoksulluk ve coğrafyaya bağlı çoğu kentsel riskler için Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Teşkilatı (UCLG) ve C40 Kentleri gibi organizasyonlarla küresel iş birlikleri arttırılmalıdır.
Kentsel Dirençlilik Nedir?
Son yıllarda akademik çevrelerden de önemi vurgulanan kentsel dirençlilik (urban resilience) kavramı; doğal afetler ve kontrol edilemeyen insan davranışları sebebiyle oluşan kentsel riskleri tahmin etmek ve azaltmak için şehirlerin daha hızlı ve verimli hareket etmesi gerektiğini ifade etmektedir.
Kentsel dirençlilik temel olarak bir kentin gelen şoklara adaptasyon yeteneği olarak açıklanabilir. Sürdürülebilir kent hedefleri ile akıllı şehircilik uygulamalarının ortak bir zeminde ve şehir planlama etiği çerçevesinde insan odaklı yaklaşımla düşünülmesi de kentsel dirençliliğin daha kapsamlı bir boyutu olarak düşünülebilmektedir.
Kentsel Bölgelerde Dayanıklılık Haritası Çıkarılmalı
Doğal, ekonomik, sosyal, fiziksel ve kurumsal boyutta kentlerdeki tehlikeleri daha iyi anlamak ve yönetmek için öncelikle şehre dair tüm paydaşların birbiri ile entegre olarak kentsel bölgelerde dayanıklılığın haritasını çıkarması gerekmektedir. Afet ile diğer kentsel risklere karşı dirençli şehirler geliştirmek ve kapsamlı bir kentsel dayanıklılık anlayışına sahip olmak adına bu durum çok önemlidir.
Kentsel dayanıklılık, hükûmet ve hükûmet dışı gruplar, ticari işletmeler ve genel halk arasındaki iş birliğini yoğun bir şekilde vurgulamaktadır. Hükûmet ve sivil toplum kuruluşları, kentsel dayanıklılığı uygulamak için yakın iş birliği içinde çalışmalıdır. Kent planları oluşturulurken diri fay hatlarından uzak, sağlam zeminlerin yerleşime açılması ve Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik hükümlerine uyulması gerekmektedir.
Kentsel Dirençlilik İçin Yeni Nesil Teknolojilerden Faydalanılmalı
Kentsel dirençliliğin sağlanması adına hem olası risklerin tespiti için afet öncesinde hem de afet sonrası kriz yönetiminde yeni nesil teknolojiler, kent bilgi sistemleri ve coğrafi bilgi sistemleri entegre şekilde kurgulanmalı, tüm kurumlar arasında açık ve anlık veri akışı sağlanmalıdır. Kentlilerin afetlere karşı ihtiyaç duyabileceği kurumsal verilerin tamamına ulaşabilmesi için dijital araçlar planlanmalı ve kentlilere bulundukları ildeki olası risklere karşı güncel bilgiler sürekli olarak sağlanmalıdır.
Kentsel Dirençliliğin 7 Temel Unsuru
Afete dirençli kentler planlayabilmek için kentsel dirençliliğin 7 temel unsuru üzerinde sıkıca çalışılmalıdır:
Yansıtıcı
İnsanlar ve kuruluşlar, öngörülemezliği kabul eden uyarlanabilir bir hazırlık zihniyeti aracılığıyla hatalarından ders alırlar. Mevcut şokların ve gerilimlerin değerlendirilmesine dayalı kalıcı çözümler bulmak yerine, yeni verilere dayalı olarak standartları sürekli olarak değiştirecek süreçleri vardır.
Yedekli
Bir sistem ögesi arızalandığında, diğer bileşenler veya yollar kritik işlevsel gereksinimleri karşılayabilir. Örneğin bir şehrin çeşitli yardımcı hizmetlere ve birkaç erişim noktasına sahip olması…
Sağlam
Sağlam şehir yapıları, şiddetli havanın etkilerine dayanacak ve tek bir bileşenin arızalanması nedeniyle kentin çökmesini önleyecek şekilde tasarlanır ve bunların sürekli bakımı yapılır. Kararlı bir cihaz, sistem arızalarını tahmin eder ve öngörülebilirliği sağlamak için güvenlik önlemleri oluşturur.
Kapsayıcı
Kapsayıcı bir yaklaşımın parçası olarak topluluklara, özellikle marjinalize edilenlere danışılır ve katılım sağlanır. Bir şehrin dayanıklılığı, dünyanın geri kalanından izole bir şekilde inşa edilemez. Dayanıklılık için şehirdeki farklı gruplardan kolektif sahiplik ve ortak bir vizyon gereklidir.
Entegre
Şehir süreçlerinde karar verme aşamaları ve yatırımlar, ortak bir hedefe ulaşmak için birlikte çalışabilir. Entegrasyon, veri toplama ve yanıtlama için sürekli bir geri bildirim mekanizması gerektirir.
Becerikli
Kişiler ve kuruluşlar, gelecekteki kentsel gelişmeleri tahmin etme, hedefler belirleme ve kaynakları organize etme becerilerine yatırım yapmalıdır. Bir şehrin kaynağı başkentler, gerektiğinde organizasyonları ve prosedürleri ayarlayarak kentleri ciddi olaylara hızla uyum sağlayacak şekilde hazırlayabilir.
Esnek
Değişen koşullara yanıt olarak esnek yapılara sahip bir şehir; alternatif stratejilere uyum sağlayabilir, geliştirebilir ve uygulayabilir.