İçindekiler
Avrupa Birliğinin (AB), “Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM)” girişiminin ardından pek çok ülke, gelecekte yaşanabilecek olumsuzlukları azaltmak ve çıkabilecek fırsatları değerlendirebilmek adına sektörler özelinde kendisine yol haritası hazırlamaya koyuldu. Türkiye ekonomisinin dış ticaretinde kilit bir role sahip olan AB’nin bu girişimi, şüphesiz ülkemizi de bazı noktalarda hazırlıklar yapmaya itti, itmeye devam ediyor. Söz konusu hazırlıklar kapsamında Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu da (DEİK) ekonomimiz açısından ciddi öneme sahip bu konuda önemli bir sorumluluk üstlenerek, Türkiye’nin özel sektör firmalarını Yeşil Mutabakata hazırlayacağını açıkladı. Bu hedefinden hareketle bir dizi çalışma gerçekleştiren DEİK, “Küresel iklim krizine duyarlı, çevre dostu ve sürdürülebilir iş yapma şekillerinin başta kendi kurumumuz olmak üzere tüm iş dünyamızda egemen kılınmasını amaçlıyoruz” diyor.
Farklı Sektörlere Yönelik Kıymetli Öneriler
Bahsi geçen amaçtan hareketle Sanayide Yeşil Dönüşümün Desteklenmesi Projesi başlıklı bir rapor hazırlayan DEİK, bu çalışmasında birbirinden farklı pek çok sektöre yönelik kıymetli öneriler paylaştı. Türkiye ekonomisinin itici gücü olarak tabir edilen inşaat sektörüne de ilgili raporun içerisinde değinen DEİK, bu alanı “İnşaat Sektöründe Döngüsel Ekonomi” başlığıyla yayımladı.
Söz konusu kısmın girişinde inşaat sektörünün doğal kaynak kullanımıyla ilgili, “İnşaat sektörü doğal kaynakların yüzde 30’undan fazlasının kullanımından sorumludur. Bunun yanı sıra katı atıkların yüzde 25’i yine inşaat sektörü tarafından açığa çıkmaktadır.” şeklinde dikkat çekici rakamlar paylaşıldı.
Devamında söz konusu durumun nedeni ise şöyle açıklandı:
“Bunun nedeni, inşaat sektörünün çoğunlukla doğrusal bir ekonomik modelde ilerlemesidir. Bu modelde hammaddeler doğadan çıkarılmakta, daha sonra işlenerek inşaat malzemesi haline getirilmekte ve şantiyede ayrışmayacak şekilde bir araya getirilmektedir. Kullanım ömrü sonunda ise yıkımla birlikte kalan atıkların yeniden kullanım potansiyelinin olmadığı değerlendirilmektedir. Binaların yapımında kullanılan malzemeler genellikle tek kullanımlık olarak üretilmektedirler ve yeniden kullanım potansiyelini koruyan bir yaklaşım izlenmemesi nedeniyle kullanım ömrü sonunda bertaraf edilmektedirler.”
Doğaya Verilen Zararı Azaltmak Adına Geliştirilen Çözümlere Değinildi
Sektörün doğaya olan zararının en aza indirilebilmesi adına geliştirilen bazı çözümlerden de bahsedilen raporda, “Diğer taraftan, son yıllarda potansiyel değerlerini korumak için malzemeleri kapalı bir döngü içinde tutmayı amaçlayan döngüsel ekonomi modelinin benimsenmesiyle inşaat sektöründe de kaynak kullanımı ve atık azaltma yönünde farklı uygulamalar gelişmeye başlamıştır. İnşaat sektörüne yönelik döngüsel ekonomi modellerinde, yeni binalar için malzeme temin etmek üzere, kullanım ömrü sona eren yapı malzemeleri yeniden kullanılmalı yapıların bileşenleri ve parçaları uygun şekilde ayrıştırılmalı ve malzemeler kapalı bir döngüde tutulmalıdır” ifadeleri paylaşıldı.
Raporda inşaat sektörüne ayrılan bölüm şöyle devam ediyor:
Bununla birlikte, inşaat sektöründe döngüsel ekonomi kavramı, inovatif uygulamaların hayata geçiş sürelerinin uzun olması nedeniyle gelişime açık bir alan olarak değerlendirilmektedir. İnşaat sektöründe döngüsel ekonomi uygulamalarına yönelik çalışmalar kısıtlı sayıda olmakla birlikte ağırlıklı olarak inşaat ve yıkıntı atıklarının yönetimi ve yeniden değerlendirilmesine yönelmiştir. Ancak bu uygulamalarda geri kazanılan atığın çoğu, değer, kalite ve işlevselliğin orijinal üründen daha düşük olduğu yerlerde kullanılabilmektedir. Genel olarak inşaat sektöründeki döngüsel ekonomi yaklaşım ve uygulamaları Tablo 1’de özetlenmektedir.
AB Yeşil Mutabakatı ile birlikte açıklanan yeni Döngüsel Ekonomi Eylem Planı kapsamında, Komisyon, sürdürülebilir yaşam alanlarına yönelik kapsamlı bir strateji belirleyeceğini beyan etmiştir. Sürdürülebilir Yaşam Alanları Stratejisi kapsamında iklim, enerji ve kaynak verimliliği, inşaat ve yıkıntı atıklarının yönetimi, erişilebilirlik, dijitalleşme ve yetkinlikler gibi ilgili politika alanlarında tutarlılığın sağlanması hedeflenmektedir. Strateji ile binaların yaşam döngüsü boyunca döngüsellik ilkelerinin teşvik edilmesi amaçlanmaktadır. Bu çerçevede, güvenlik ve işlevselliklerinin korunması suretiyle yeni inşa edilmiş ve yenilenmiş binaların tasarımının tüm aşamalarda döngüsel ekonominin gerekliliklerine uygun olmasını, bina stokunun dijitalleşmesini ve iklim değişikliğinin etkilerine karşı güçlenmesini de sağlamak için AB Yapı Ürünleri Direktifi’nin gözden geçirilmesi öngörülmektedir. AB Yapı Ürünleri Direktifi’nin revizyonu ile yapı ürünlerinin sürdürülebilirlik performansı ele alınacaktır. Eylem Planı kapsamında döngüsel ekonomi ilkeleri doğrultusunda binalar için dijital uygulamaların geliştirilmesi teşvik edilecek, yaşam döngüsü değerlendirmeleri kamu ihalelerine bir gereklilik olarak getirilecek, AB mevzuatında inşaat ve yıkıntı atıkları için malzeme geri kazanım hedefleri belirlenecek, inşaat arazilerinin sürdürülebilir ve döngüsel kullanımı için girişimler teşvik edilecektir.
Ayrıca, Avrupa Yeşil Mutabakatı’nda AB’de enerji verimliliğinde önemli iyileştirmelere yol açacak olan ‘Yenileme Dalgası’ girişiminin döngüsel ekonomi ilkeleri, yaşam döngüsü performansı ve yapı elemanlarının daha uzun ömürlü olması beklentisi doğrultusunda uygulanması hedeflenmektedir. Yenileme Dalgası ile Komisyon’un temel amacı, şu anda yüzde 1 civarında olan bina yenileme oranını artırmaktır. Bu çerçevede binaların enerji performansıyla ilgili mevzuatın da titizlikle uygulanmasını sağlamak için üye devletlerin yenileme stratejileri değerlendirmeye alınacaktır. İnşaat ve yıkıntı atıkları için geri kazanım hedeflerinin yeniden belirlenmesinde, Komisyon, günden güne artan bir atık akışı oluşturan yalıtım malzemelerine özel önem vereceğinin altını çizmektedir. Döngüsel ekonomi modeline geçilmesi ile birlikte inşaatta kullanımı zorunlu hale gelecek olan geri dönüştürülmüş içeriğe sahip ikincil hammadde pazarının güçleneceği öngörülmektedir. Ürünün kullanım ömrü sonunda geri dönüşüm veya yeniden kullanım dahil olmak üzere, üreticilerin sorumluluğunu ürünlerinin tüm yaşam döngüsüne yaygınlaştıran genişletilmiş üretici sorumluluğunun da inşaat sektöründe daha önemli bir husus olarak öne çıkması beklenmektedir. Buna ek olarak, kamu ihalelerinde çevre kriterlerini artırmak için yeşil kamu satın alımına ilişkin daha fazla mevzuatın geliştirilmesi de değerlendirilmektedir.
En önemli yapı malzemelerinden biri olan çimento üretiminde atıklardan türetilen yakıtların kullanılması inşaat sektöründe yer bulan döngüsel ekonomi uygulamalarından biridir. Avrupa’da yüzde 100 oranında atıktan türetilen yakıt ile çalışan çimento fabrikaları mevcuttur. Diğer yandan “Malzeme Bankaları Olarak Binalar” (Buildings as Material Banks, BAMB) girişimi inşaat sektöründe döngüsel ekonomi fikirlerini teşvik etmeyi amaçlamaktadır. BAMB’ın kullandığı anahtar kavramlardan biri malzeme pasaportlarıdır. Bu dijital belgeler aracılığıyla binaların inşa sürecinde kullanılan malzemeler kaydedilmekte ve izlenebilmektedir. Bu şekilde ömrünü tamamlayan binaların söküm aşamasında hangi malzemelerin yer aldığı takip edilerek geri kazanım ve yeniden kullanım imkanları değerlendirilebilmektedir.
Raporun tamamını PDF olarak inceleyin.