İçindekiler
Gayrimenkul ve inşaat sektörü, ülkemizin lokomotif sektörlerinden biridir. Ülkemizin nitelikli konutlara olan ihtiyacı da günden güne artmakta ve bu çerçevede gayrimenkul üretiminde teknolojinin kullanımı ve çevresel sürdürülebilirliğin önemi, sektörün geleceği açısından oldukça önem arz etmektedir.
Ayrıca küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliği tüm dünyayı ve ülkemizi afetlere ve göçe açık hale getirmektedir. Özellikle şehirlerimizi tehdit eden bu iklim değişikliğine karşı acil önlemler alınmalıdır.
Paris İklim Anlaşması, Yaşam Kalitesini Yükseltmede Çözüm Olacak
Karbon salımının küresel çapta yükselmesi, iklim değişikliğini meydana getiren en önemli sorunlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Dünyada ve ülkemizdeki yaşam kalitesini etkileyen; doğanın tahribine, canlıların ölmesine, binaların yıkılmasına ve milyonlarca insanın göç etmesine neden olan etkenleri küresel ve ulusal çapta değiştirebilecek önlemleri hızla almanın zamanı gelmiştir. Bu çerçevede Paris İklim Anlaşması, ülkemizin vazgeçilmez bir yol haritası olmak zorundadır.
Özellikle son 10 yıldır dünyada ve ülkemizde karbon salımının yükselmesi ile şehirlerde hava kalitesi düşmekte, sıcaklık artmakta, bunun sonucunda da yangınlar ve seller olmaktadır. Ayrıca karbon salımındaki yükselişin birtakım tektonik değişimleri tetikleyerek deprem risklerini arttıracağı da göz ardı edilmemelidir.
Önlemler alınmazsa bu sürecin daha da hızlanacağı ve ülkelerin ulusal gelecekleri ile sürdürülebilirliklerini zorlayacak durumlarla karşılaşabilecekleri görülmektedir. Bu çerçevede, özellikle Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması’nı imzalaması sonrası yeni bir döneme girilmesi ile “sürdürülebilirlik” konusu daha da önemli olacaktır.
Özellikle konutlar ve binalar için sürdürülebilir, karbon salımı düşük malzemelerin üretilmesi ve kullanılması çok daha önem arz edecektir.
Karbon Salımı Düşük Üretim, Sektörün Geleceği Açısından Son Derece Önemli
Yapılan araştırmalarda konut ve bina üretiminde kullanılan malzemelerin toplam karbon salımının %40’nı oluşturduğu sonucuna varılmaktadır. Beton yerine alternatif malzeme veya karbon salımı düşük beton üretimi konusunda AR-GE çalışmalarının bu yeni dönemde daha da gelişeceği öngörülmektedir.
Karbon salımı düşük konutların ve binaların üretilmesi, sektörün geleceği açısından son derece önemlidir. Özellikle şehirlerin gelişiminde teknolojinin kullanımı ve çevresel sürdürülebilirlik konularının gelecekte daha da önem taşıyacağı görülmektedir.
Sıfır Karbon Hedefinde Doğru Rota: Çevresel Sürdürülebilirlik
Çevresel sürdürülebilirlik ülkemizde gelişirken ekonomiye (özellikle enerji verimliliği kapsamında) çok büyük bir katkı sunacağı gibi, projelerde geliştirilecek karbon salımı düşük konutlarla da ülke olarak 2053 yılında hedeflediğimiz sıfır karbon hedefi konusunda çok büyük bir avantaj olacaktır.
Ayrıca gayrimenkul sektöründe teknolojinin kullanımının artması sayesinde akıllı binalar ve konutlar üretilebileceği gibi bu binaların enerji verimlilikleri de artacaktır. Bu durum, ülkemizin enerji kaynaklarının kısıtlı olmasından dolayı ülke ekonomisine de çok önemli bir yarar sağlayacaktır.