İçindekiler
Ne altın ne borsa ne de döviz… Gerçek kazanç, doğanın sunduğu en değerli varlıkta: toprakta. Enflasyonist ortamda kalıcı değer arayanlar için toprağa yatırım yapmak her zamankinden daha anlamlı.
Enflasyonist Dönemde Güven Veren Kazanç
Son yıllarda Türkiye ekonomisi yüksek enflasyon, dalgalı kurlar ve belirsizliklerle şekilleniyor. Bu süreçte yatırımcıların “değerini koruyan” güvenli liman arayışı da artıyor. Ne altın ne borsa ne de döviz uzun vadede istikrarlı bir tablo çizebiliyor. Oysa toprağın varsa gerçekten sağlam duruyorsun ve diğer yatırım araçlarına göre çok öndesin demektir. Çünkü ülkemizin enflasyonist ortamında hiçbirine çok fazla güven duyulamayacağını zaman bir kez daha gösterdi.
İşte örnek: en güvendiğimiz USD kuru, nisan ayından bu yana yalnızca %12 oranında artış göstererek tüm yatırım araçlarının gerisinde kaldı. Bu da “güvenli liman” olarak görülen dövizin bile artık eskisi kadar güven vermediğini kanıtlıyor.
Altın ve Borsa Beklentiyi Karşılayamıyor
Altın dediğinizi duyar gibiyim. Evet, son dönemde yükseliş oldu ama bu yükseliş aylarca süren minik kıpırdanmaların birikimiyle oluştu; deyim yerindeyse “ara kapatma” niteliğinde. Borsa ise bu dönemde tam tersi yönde ilerliyor. Ekonomik dengesizlikler, yüksek faiz politikaları ve siyasi gerilimlerin etkisiyle %20’lere varan düşüşler yatırımcıyı tedirgin ediyor. Kısacası, kısa vadede kazanç getirmesi beklenen araçlar, uzun vadede güveni sarsıyor. Oysa toprağın değeri, ekonomik koşullardan, borsalardaki dalgalanmalardan ve politik gelişmelerden bağımsız bir biçimde, her geçen gün artmaya devam ediyor.

Toprağın Değeri Her Geçen Gün Daha da Katlanıyor
Toprak ve su, doğada yenisi üretilemeyen iki temel varlık. İster ekonomik çalkantılar ister dünyadaki geçici trendler, isterse küresel gerilimler olsun; hiçbir faktör toprağın değerini azaltamıyor. Tam tersine, azalan tarım arazileri ve artan nüfus, toprağın değerini her geçen gün daha da katlıyor.
Toprak, yalnızca bir yatırım değil; geleceğe bırakılan bir miras. Üzerine konut yapılabilir, tarımda kullanılabilir, ekolojik yatırımlara dönüştürülebilir. Yani sadece bugünün değil, yarının da kazanç kapısıdır. Bu yönüyle toprak hem ekonomik hem de duygusal anlamda kalıcı güvenin sembolü hâline geliyor.

Sabreden Yatırımcı Her Zaman Kazanır
Toprağı dünyanın neresinde alırsanız alın kazanç sağlarsınız, ancak Türkiye’de toprak yatırımının kalbi kuşkusuz Çanakkale ve son dönemin parlayan yıldızı Balıkesir. Çanakkale Boğazı, bereketli toprakları, Kaz Dağları’nın oksijeni, uygun iklim koşulları ve hızla gelişen altyapısıyla yatırımcıların yeni rotası hâline geldi.
Üstelik Türkiye’nin son yıllarda en büyük kamu yatırımlarının gerçekleştiği bölge yine Çanakkale. 1915 Çanakkale Köprüsü, otoyol bağlantıları, liman projeleri, enerji yatırımları ve artan turizm potansiyeli bölgenin cazibesini her geçen gün artırıyor. İstanbul’a yakınlığı ve Balıkesir ile komşu olması da yatırımcı açısından önemli bir avantaj. Bugün adım atanlar, birkaç yıl sonra bu yatırımların meyvesini fazlasıyla toplayacak.
Geleceği gözünüzde canlandırmak için mevcut hâline bakmanız bile yeterli. Her yeni yol, her yeni proje, her değerlenen metrekare geleceğin ipuçlarını veriyor. Toprak, sabreden ve uzun vadeli düşünen yatırımcının yüzünü her zaman güldürür.
Sözün özü, şimdi toprak yatırımının tam zamanı. Amacınız geleceğe güvenle bakmaksa, toprağa yatırım yapmak için en doğru dönemdesiniz. Çünkü kazanç, toprağa ilk adımı atanla başlar. Bugün adım atarsanız, yarın kazanan siz olursunuz.






