İçindekiler
Tesis yönetim sektörü her ne kadar toplu yaşam kültürüyle birlikte gelişse de ülkemizde yeni kullanılmaya başlayan bir kavram olduğu için yeni bir sektör olarak görülüyor. Bu nedenle de varoluş ya da varlığını ispatlama sancıları yaşıyor.
Bu alanda kurumsallaşmayı sağlamış firma sayısı da az olunca hâliyle genel anlamda sektörün kurumsallaşması gecikiyor. Bunu fırsat bilen yabancı sermayeli firmalar ise uzun yıllardır ülkemizde faaliyet gösteriyor.
Yeni bir alan olunca yapılacak/yapılması gereken sektörel anlamda pazarı destekleyici, koruyucu, yönlendirici pek çok da faaliyet doğuyor. Yazılı ve görsel basında sektörde faaliyet gösteren firmaların önce karne alacağı sonra da belgelendirileceği konusunda bir haber gündem oldu. Her ikisi de birbirinden çok farklı anlamlar taşıyan kavramlar olduğu için karne ile ilgili kısmın sehven söylendiğini düşünüyorum.
Tesis Yönetim Şirketlerinin Belgelendirilmesiyle İlgili Sorular
Belgelendirmeye gelince ise şu sorular ön plana çıkıyor:
- Hangi şartlarda olacak?
- Bu şartları kim, hangi kurum, neye dayanarak belirliyor?
- Kriterlerde bir standart olacak mı?
- Verilecek belgelerin uluslararası bir dayanağı ya da geçerliliği var mı?
- Belgelendirmeyi hangi kurum yapacak? Akreditasyonu hangi kurum onaylayacak?
- Belgelendirmenin amacı ne?
- Belgelendirilmiş kuruluşların faaliyetlerini hangi kurum denetleyecek?
- Denetleyecek kişiler denetimleri hangi standartlara göre yapacak ve denetçi belgesini bu kişilere hangi kurum hangi eğitimlerle verecek?
Denetimin En Önemli Hususlarından Biri Ölçülebilir Olması
Bugün işletmenize bir belge, örneğin ISO 9001 almak istediğinizde önce başvuru yapıyorsunuz. Bir sonraki adım olan hazırlık aşamasında ise yetkin bir danışmanlık firmasından hizmet alıyorsunuz, şirket içi eğitimler, ekip kurmalar, dokümantasyon, uygulama, tekrar kontrol vs. derken bir kurumun bir işletmeyi herhangi bir konuda belgelendirmesi; söylendiği kadar kolay değil. Akredite kurumun kimliği önemli. Üstelik bu denetimi yapacak kişinin de birtakım şartları sağlamış olması gerekiyor. Bir de denetimin en önemli hususlarından biri firmanın ölçülebilir olması. Tam da bu noktada gündeme “Tesis yönetiminde faaliyet gösteren hangi firma ölçülebilir?” şeklinde bir soru gelirse maalesef çok azı diyebilirim.
Altı Dolu Maddelere Sahip Yönetmelikler Şart
Ayrıca ülkemizde faaliyet gösteren uluslararası firmalara gelecek olursak bunlar da şu an var olan kanunlara göre ticari faaliyetlerini sürdürüyorlar. Onlara burada uygulatmak istediğimiz her şey için önce ana merkezlerinden onay almaları gerekiyor ve bunun için de konuştuğumuz belgelendirme meselesinin yasalaşması elzem. Yönetmeliklerin hazırlanması gerekiyor ki bunun için de her maddenin altını dolduracak verilerin ortaya çıkarılması lazım. Yoksa ilk itirazda karar iptal olabilir.
Kanunun Verdiği Hakkı Kat Maliklerinin Elinden Almak Doğru Değil
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nda, bir toplu yapıyı kat malikleri kurulunun yönettiği ifade ediliyor. Dolayısıyla popüler kavramları kullanarak dayanağı olmadan gündem oluşturmak için kanun maddelerine aykırı açıklamalar yapmak, kanunun verdiği hakları maliklerin ellerinden almaya kalkmak ve bir gerekçe olmadan “mecburi olarak tüm binalar dışarıdan yönetim hizmeti danışmanlığı alacak” gibi söylemlerde bulunmak doğru değil.
Sitelerde Denetlemeyi Kamu Kurumları Yapmalı
Toplum olarak ne yazık ki araştırmayı ve okumayı pek sevmediğimiz için detayına bakmadan bizlere servis edilen haberlere inanmaya yatkınız. Bu tür haberler kendi binalarını yöneten yönetim kurulları ile daire sakinleri arasında da huzursuzluk yaratıyor. Öyle ki yönetim kurulları usulsüz çalışan, ticari rant oluşturan kişilermiş gibi algılanıyor. Toplu yapılarda ve apartmanlarda yönetim, gönüllülük esasına bağlı ve dönemsel olarak yapılan bir iş. Yönetimlerin denetlenmesi de çok önemli ve gerekli bir durum ama bu işlemleri özel işletmeler değil, kamu kurumları yürütmeli.