İçindekiler
Tesis Yönetimi Sorunları Nasıl Çözülür?
Tesis yönetimindeki problemlerin başında bu konuda disiplinli bir düzenleme sisteminin olmayışı geliyor. Tesis yönetiminin tanımlanmasından başlanmak üzere; tesis yönetimiyle ilgili yasal düzenlemelerin (başta Kat Mülkiyeti Kanunu olmak üzere) ve diğer yönetmeliklerin elden geçirilmesi, bir an önce eğitime el atılması, okullarda programlar hazırlanması ve sivil toplum kuruluşlarının öncülüğünde çalışılması lazım.
İnsan sayısı arttı, ev sayısı arttı. İnsanların ihtiyaçları değişti. Zaman değişti. Çok hızlı bir akış var. Dünyadaki yerimizi korumak, daha iyiye taşımak, önümüzdeki yeni Türkiye yüzyılının altını doldurabilmek için olmazsa olmaz “tesis yönetimi” konusunu ele almamız gerekiyor.
Tesis Yönetiminde Sürdürülebilirlikten Ne Anlamalıyız?
Tesis yönetimi sadece insanlara hitap eden atık yönetimi, hukuk, yasal düzenlemelerden ibaret değil. İşin sürdürülebilirlik boyutu da var. Yani oradan çıkan atıkların sıfır atık sistemine getirilmesi, enerji sisteminin mümkün olduğu kadar enerji tasarruflarıyla donatılması ve bunun dışında suların arıtılması, kullanıcıya doğru şekilde verilmesi gibi onlarca şey var. Yani tamamen doğanın tahribine yönelik bir zamanda doğanın tekrar geri kazanımı, insanların huzur ve mutluluk içerisinde yaşaması için gereken bir alanın açılması, artı istihdamı zenginleştirmesi ve benim de her zaman özellikle bu yaştan itibaren daha çok düşündüğüm gençlere yönelik istihdam alanının genişletilmesi konuları var.
Sürdürülebilirlik kavramı bütün dünyada ortak iki ana başlık altında gerçekleşiyor. Birisi sürdürülebilirliğin yeşil dönüşüm tarafı, bir tarafı da dijital dönüşüm. Şu anda iklim değişikliği konusu da var. Dünyada kirlenme de var. Doğa uzun yıllar içerisinde maalesef insanoğlu tarafından inanılmaz kirletildi. Bir taraftan da bu kirliliğin karbon salımını artırması konusu mevzubahis edilerek özellikle sanayi devriminden sonraki artışla havanın, suyun dolayısıyla her şeyin kirlenmesi söz konusu. Biz bunları geri kazanabilir miyiz? Ne yapmamız lazım? İşte sürdürülebilirliğin birinci konusu bu.
Bir taraftan dijital dönüşüm var. Dijital dönüşümde herkes ne diyor? “Robotlar geldi, robotik başladı, yapay zekâlarla şunu kazanıyorum vs.” Bizim üzerinde durduğumuz konu birinci sırada şu: dijital dönüşümün insan boyutunda ne olacak? Dijital dönüşüm olsun. Bizde uyalım. Endüstri 4.0 çağına mutlaka ayak uyduralım ama insan boyutunu da ihmal etmeyelim. Bu da sürdürülebilirliğin konusu.
Yönetim Sistemlerinde Yenilik Yapılmalı
Bir taraftan yüksek site aidatları gündemde. Eğer tesis yönetimi disiplinli bir merkezden yapılırsa, yönetmeliklerle ve yasalarla düzenlenirse aidatların kiralara yaklaşması gibi durumlar yaşanmaz. Bunu yapan siteler varsa eğer bu yasal değil. Bu kadar artı aidat olmayabilir denmiyor ama bizim ve içinde bulunduğumuz, birlikte çalıştığımız Tesis Yönetimi ve Tedarikçileri Federasyonunun çalışmaları içinde bu konu birinci sırada ve doğrudan bununla ilgilenen derneklerimiz var. Onlar da aidat meselesine özel olarak el atıyorlar. Benim dile getirmek istediğim husus şu: Tesis yönetimini kompakt bir sistem olarak ele alalım. Sadece sitelerde değil, site dışında mahalleler için de aynı şey düşünülebilir. Örneğin belirli bölgeler için yine ortak atık yönetimi, enerji yönetimi, su yönetimi hukuksal yönetim gibi konuları entegre edecek bir sistem düşünelim. Yani bir yenilik yapmak durumundayız. Bunlar devletimizi rahatlatır, bütçemizi rahatlatır, insanlara istihdam alanı yaratır.