İçindekiler
Emsal.com’daki ilk yazıma, “ekonominin babası” olarak da bilinen Adam Smith’in bir sözü ile başlamak istiyorum: “Tüketim, bütün üretimin tek ve nihai amacıdır. Üreticinin çıkarı, ancak tüketicinin çıkarı için söz konusudur.”
Tüketici Davranış Trendleri Nedir?
Evet, tüm alanlarda olduğu gibi gayrimenkul sektöründe de yapılan tüm üretimin aslında tek bir amacı var, o da tüketim… Bunun da birçok kriteri bulunuyor. Gayrimenkuldeki tüketimin en saf hâli barınma ihtiyacı iken bazen konfor ve lüks, bazen sosyal ilişkiler, bazen toplumsal statü, bazen de güvenlik gibi yan kriterler öne çıkabiliyor.
Peki tüm bunlara kim karar veriyor?
Akıllara gelebilecek bu soruya kısaca yanıt vermek gerekirse tabii ki “tüketici”, yani sektörümüzdeki adıyla “alıcı” diyebiliriz.
Tüketici davranış trendleri adı verilen eğilimler, aslında tüketimin yönünü çizen içgörülerden oluşuyor. Üretici ya da satıcı olmanız fark etmez, modern tüketici trendlerine ayak uydurmak zorundasınız. Çünkü ancak tüketicilerin ne yaptığını ve neyle ilgilendiğini bildiğinizde, ürünlerinizi ve/veya hizmetlerinizi etkin bir şekilde pazarlayabilir, istediğiniz satış veya sonuçlara ulaşabilirsiniz.
Bu noktada, Euromonitor’ün “Global Tüketici Trendleri” raporunda açıkladığı, içinde bulunduğumuz 2022’ye dair global tüketici davranış trendlerine bakmak yerinde olacak.
Tüketiciler Şimdi Daha Cesur
Son iki yılda yeni tip koronavirüs (COVID-19) pandemisinin neden olduğu radikal yaşam tarzı değişiklikleri, tüketicileri bu yıl daha motive bir biçimde sokağa ve tüketime itti. Dünya iyileşiyorken tüketiciler de ertelemek zorunda kaldıkları planlarını harekete geçirmeye, risk almaya ve anı değerlendirmeye başladılar. Öyle ki insanlar tutkularını ve inandıkları değerleri, gerçekleştirilecek önceliklerinin arasına aldılar.
“Bu davranış gayrimenkul sektörüne nasıl yansıyor?” diyorsanız, azımsanmayacak sayıda tüketicinin; işini, yaşam tarzını, yaşadığı şehri veya ülkeyi, oturduğu evi değiştirdiğini söyleyebiliriz. Maalesef ülkemizin içinde olduğu ekonomik kriz bu değişimi oldukça gölgeledi, hatta engelledi.
İklim Krizi Davranışlarımızı Değiştiriyor
Bir diğer trend ise iklim değişikliğinin, tüketicilerin satın alma kararlarında daha fazla öne çıkması oldu. Tüketiciler, iklim krizinin ortaya çıkardığı tehlikelerden fazlasıyla haberdar ve markalardan da eylem ile şeffaflık bekliyor.
Bireyler kişisel olarak; plastik kullanımını ve gıda atıklarını azaltmaya, enerji tüketimini düşürmeye, sürdürülebilir enerji kaynaklarını daha fazla kullanmaya çalışıyor, geri dönüşüme önem veriyor.
Özellikle Y ve Z kuşağı, bu seçimleriyle bir fark yaratabileceğini düşünüyor. Bu trend, projelerinde sürdürülebilirliği ve çevreyi ön planda tutacak gayrimenkul geliştiricilerinin önümüzdeki dönemde daha avantajlı olacağını gösteriyor.
Sanal Dünyaya Geçiş Hızlandı
Metaverse ise bir diğer trendi oluşturuyor. Tabiri yerindeyse geçtiğimiz yıl fiziksel ve sanal dünya âdeta iç içe geçti. Tüketiciler, canlı yayından oyuna kadar çeşitli etkileşimler sunan yeni çevrim içi topluluklar oluşturarak bağlantıda kalmayı öğreniyor. Artık dünya, bunu bir adım daha öteye taşımaya hazır.
Metaverse evreninde tüketiciler, dünyanın her yerinden kullanıcılarla birlikte sanal dünyaları keşfe çıkacak. Bu yüzden birçok marka metaverse’te de var olmak için çoktan harekete geçti bile. Bu varoluş, gayrimenkul geliştiricileri için de yeni bir pazarlama kanalına sahip olma açısından büyük önem taşıyacak. Elbette teknik imkânlar ve donanım teknolojilerinin yeterli olması kaydıyla…
İkinci Ele Nur Yağdı
Yükselişe geçen bir diğer trend ise ikinci el ürünler tüketmek… “Eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağardı” atasözü bugünlerde tersine dönmüş durumda. Zira tüketiciler, “sahip olma” zihniyetinden ayrılarak “deneyim” zihniyetine geçiş yapıyor.
Sürdürülebilirlik ve bireysellik, ikinci el alışverişle ilgili kötü bakış açısını ortadan kaldırıyor. Tüketiciler, yaşamlarının her anında sürdürülebilirliği dikkate alarak çevresel ayak izlerini en aza indirmeyi hedefliyor. Bu yüzden ikinci el satışı yapan birçok web sitesi hayatımıza girdi. Gayrimenkul geliştiricilerin, bu eğilimi de göz önünde bulundurması faydalı olacak…
Kırsal Kentliler Aramızda
Kırsal kentlilik, yine pandeminin etkisiyle tüketicide uyanmış olan bir trend… Geçtiğimiz iki yıl içinde yaşadığımız pandeminin de etkisiyle bir kısım tüketici geçici olarak kırsal alanlara taşındı veya doğada daha fazla zaman geçirdi. Şimdi bu kırsal kentliler, pozisyonlarını kalıcı hâle getirmek istiyor. Üstelik daha iyi hava kalitesi, daha az sıkışmışlık ve basitliğin getirdiği konfor da cabası…
Ancak tüm tüketiciler kent yaşamından vazgeçmeye hazır değil. Evlerinin yakınında yeşil alan isteği ve daha hızlı, daha konforlu işe gidip gelme ihtiyacı; şehirde kalan kırsal kentlilerin konut tercihlerini yeniden şekillendiriyor.
Derin Bağlar Kurma İhtiyacı
Kendini sevme arayışı, gayrimenkul geliştiricilerin mutlaka üzerine eğilmesi gereken bir trend… Tüketiciler, etrafındaki markaların kendileri ile daha derin bağlar kurmasını istiyor. Fiziksel, duygusal veya ruhsal iyiliği harekete geçiren ürünler; öz sevgi arayan kişilerin hayatlarını güzelleştirerek tüketicilerin öncelikli tercihi oluyor.
Gayrimenkul sektörünün, özellikle geliştiricilerin bahsi geçen ipuçlarını iyi değerlendirmesi, bu davranış trendlerine göre ürünler ya da çözümler sunması gerekiyor. Evet ekonomideki çalkantılı süreç, şu anda sektörü yavaşlatmış durumda. Ancak arzın yetersiz kaldığını, talebin ise giderek arttığını düşünürsek yukarıdaki trendlere bugünden cevaplar üreten markalar, tüketici nezdinde bir adım öne geçmiş olacak…