İçindekiler
Mülkiyet edinimi, hayallerden satın almaya giden labirentte; ihtiyaç, sürü psikolojisi ve adet – töre kesişimlerinden küresel ısınmanın gölgesinde yeni mülkiyet normallerini gündeme getirmektedir.
Mülkiyet, insanlığın kadim arayışlarından biridir. Barınma ihtiyacından statü göstergesine, yatırımdan aile mirasına uzanan geniş bir yelpazede mülkiyet, bireysel ve toplumsal yaşamda önemli bir rol oynar.
Mülkiyet Edinme Arzusunu Besleyen Faktörler
Mülkiyet edinme arzusunu besleyen çeşitli faktörler mevcuttur. Bunlar; temel ihtiyaçlar, barınma ve güvenlik gibi unsurları kapsar. Sürü psikolojisi, toplumdaki genel mülkiyet edinme eğilimine uyma arzusunu temsil eder. Adet – töre ve gelenekler, aileden aileye aktarılan mülkiyet edinme algılarını ve değerlerini şekillendirir.
Mesela sizler; sahip olduğunuz taşınmazlarınızı ihtiyacınız ya da kendi tercihleriniz doğrultusunda mı aldınız? Değeri, brüt / net metrekaresi, yapı denetimi, fenni sağlık koşulları, depreme dayanıklılığı, mekânsal verileri, kütük kök kayıtları ve benzeri özelliklerini inceleyerek ya da inceleterek mi; yoksa emlakçıdan, yakın çevreden ya da kulaktan dolma bilgilerle mi satın aldınız? Taşınmaz satın alırken bu maddeleri tatbik ettiniz mi? Mesela; aplikasyon yaptırdınız ve taşınmazınızın orijinal – arşiv verilerindeki koordinatları ile fiziki dünyadaki (zemindeki) karşılığı aynı mı çıktı? Güncel ortofotolar ile zemin, ölçü, koordinat ve koordinatlara dayalı yüz ölçümü hesabı arasında uyumsuzluk var mıydı? Taşınmazı yerinde gösterme işlemini de mi yaptırmaya gerek duymadınız?
Tabi bunlar, yatay kadastro dediğimiz arsa – arazi alımları içindi. Eğer bağımsız bölüm satın alacaksanız; yerinde gösterilmesi işlemi, çapı, brüt / net metrekare değerleri ve bunların fiili durumla mukayesesi, bilhassa proje üzerinden satış işlemlerinde bağımsız bölüm numarası, cephesi, fiiliyatla mukayesesi ve benzeri işlemlerinizi gerçekleştirdiniz mi?
Taşınmaz Satın Alırken Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
Taşınmaz satın alma sürecinde, bireyler çeşitli faktörleri göz önünde bulundurur. Bu faktörler; yasal düzenlemeler, tapu kaydı, yapı denetimi ve depreme dayanıklılık, teknik özellikler, metrekare, brüt / net alan, mekânsal veriler ve kütük kök kayıtları gibi unsurları kapsar. Emlakçı tavsiyeleri, yakın çevre ve kulaktan dolma bilgiler de karar vermede rol oynar.
Türkiye’de Mülkiyet Sicilleri ve Hukuki Çerçeve
Ülkelerin sosyo – kültürel ayrımları, alışkanlıkları birbirinden bağımsız ve ayrıdır çünkü her devletin kuruluşu kendi hikâyesidir ve kendine özgüdür. O ülke vatandaşlarının mülkiyet sahipliği, yine o ülkenin özel mülkiyet tanımı, kendi hukuku ile ilişkilidir.
Türkiye’nin mülkiyet sicilleri; örf, adet – töre, gelenek, görenek, sosyal ve hukuk mühendisliği ile oluşturulan / üretilen siciller olup, devletin hafızasını oluşturmaktadır. Mülkiyet tanımı ve edinme işlemleri, Türk Medeni Kanunu ve ilgili mevzuatlar çerçevesinde düzenlenmektedir.
Küresel Isınmanın Gölgesinde: Afetler ve Bekleyen Tehlikeler
Dünyayı saran küresel ısınma tehdidi, sadece sıcaklık artışı ile sınırlı kalmayarak, gezegenimizi daha sık ve şiddetli afetlerle karşı karşıya bırakıyor. Fırtınalar, tayfunlar, sel, kuraklık ve orman yangınları gibi doğal felaketler, iklim değişikliğinin gölgesinde daha da yıkıcı hâle geliyor.
Bu afetler, sadece maddi hasara ve altyapı yıkımlarına yol açmakla kalmıyor, aynı zamanda insan hayatını da tehlikeye atıyor. Özellikle gelişmekte olan ülkeler iklim değişikliğinin etkilerine karşı daha savunmasız hâle geliyor, milyonlarca insan yerinden edilme ve açlık tehdidiyle karşı karşıya kalıyor.
Deniz seviyesinin yükselmesi kıyı bölgelerini tehdit ederken, aşırı hava olayları tarımsal üretimi baltalıyor ve su kaynaklarını tüketiyor. Bu durum, küresel gıda güvenliğini ve su kıtlığını tetikleyerek, milyonlarca insanın yaşam kalitesini düşürüyor.
İklim Değişikliğinin Mülkiyet Üzerindeki Etkisi: Tehlike Altındaki Evler ve Yaşam Alanları
İklim değişikliğinin tetiklediği afetler sadece can ve mal kaybına yol açmakla kalmıyor, aynı zamanda mülkiyet haklarını da tehdit ediyor. Küresel ısınmanın gölgesinde artan sel, fırtına, kuraklık ve orman yangınları gibi doğal felaketler, milyonlarca insanın evlerini / yaşam alanlarını yok ediyor veya kullanılamaz hâle getiriyor.
İklim değişikliğinin, insanların karşısına çıkarttığı temel krizleri şu başlıklarda incelemek mümkün:
Sel ve Fırtına
Sel ve fırtınalar, evleri ve binaları sular altında bırakarak yıkıma uğratabilir. Bu durum, mülkiyetlerin değer kaybetmesine ve hatta tamamen yok olmasına yol açabilir.
Kuraklık ve Yangın
Kuraklık ve orman yangınları, tarım arazilerini ve ormanlık alanları tahrip ederek insanların geçim kaynaklarını da elinden alabilir. Bu durum, mülkiyet haklarının ve geçim kaynaklarının kaybedilmesine yol açabilir.
Deniz Seviyesinin Yükselmesi
Deniz seviyesinin yükselmesi, kıyı bölgelerini tehdit ederek evleri ve altyapıyı sular altında bırakabilir. Bu durum, kıyı şeridindeki mülkiyetlerin değer kaybetmesine ve hatta terk edilmesine yol açabilir.
Göç ve Yerinden Edilme
Afetler nedeniyle evlerini ve mülkiyetlerini kaybeden insanlar, yeni yaşam alanları aramak zorunda kalabilir. Bu durum, göç ve yerinden edilme sorunlarına yol açarak toplumları ve ekonomileri olumsuz etkileyebilir.
Mülkiyet Hakkı ve Sigorta Sorunu
Afetlerin neden olduğu hasarlar, mülkiyet hakları ve sigorta ile ilgili karmaşık sorunlara yol açabilir. Sigorta şirketleri, afetlerin neden olduğu hasarları karşılamakta zorlanabilir veya sigorta primleri yükselebilir. Bu durum, mülkiyet sahipleri için ek bir mali yük oluşturabilir.
Mülkiyet Edinme Hayallerini Tehdit Eden Durumlar
Sel, fırtına, kuraklık ve yangınlar gibi doğal afetler, evleri, yaşam alanlarını ve geçim kaynaklarını yok ederek insanların mülkiyet haklarını ve geleceklerini tehlikeye atmaktadır. Bu durum sadece maddi kayıplara değil, aynı zamanda göç, yerinden edilme ve sosyal sorunlara da yol açmaktadır. Mülkiyetini kaybeden insanlar, yeni yaşam alanları arayışına girerken, toplumlar ve ekonomiler üzerinde derin etkiler yaratmaktadır.
İklim krizi ve afetler, mülkiyet edinme hayallerini ve tercihlerini de değiştirmektedir. Artık insanlar, mülk edinirken afet risklerini, iklim değişikliğinin etkilerini ve sürdürülebilirlik faktörlerini göz önünde bulundurmaktadır. Depreme dayanıklı yapılar, enerji verimliliği, su kaynaklarına erişim gibi unsurlar, mülkiyet tercihlerinde öncelikli hâle gelmektedir.
Mülkiyet hayalleri artık sadece ekonomik ve sosyal faktörlere değil, aynı zamanda çevresel ve iklimsel risklere de bağlı olarak şekillenmektedir. Bu nedenle, sürdürülebilir ve güvenli yaşam alanları oluşturmak için mülkiyet edinme süreçlerinde yeni normallerin benimsenmesi kaçınılmazdır.
Afetler nedeniyle evlerini ve mülkiyetlerini kaybeden insanlar, göç ve yerinden edilme sorunlarıyla karşı karşıya kalmaktadır. Dolayısıyla mülkiyet edinimine yönelik yeni normallerin oluştuğu; adet – töre kadim kültürümüzden gelen ezbere mülkiyet algımızın, gerek Türkiye için gerekse dünya için değişeceği öngörülmektedir.
Kaynakça
- Türk Medeni Kanunu
- Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü
- https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=24645&MevzuatTur=7&MevzuatTertip=5
- https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=4708&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5
- https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=24468&MevzuatTur=7&MevzuatTertip=5
- https://www.hurriyetdailynews.com/emlak-konut-plans-to-rake-up-turkeys-property-market-168172
- https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/58512
- https://blogs.worldbank.org/tr/home
- https://www.linkedin.com/in/yasemin-k-780697150/