İçindekiler
Bina projelerinde farklı geçmişlerden gelen ve yapıyı inşa etmek için (ağırlıklı üç grup şeklinde) ekip olarak çalışan profesyoneller yer alır. Bunlar; mimar, mühendisler ve hukukçulardan oluşan tasarım ekibi, müteahhit ve tedarikçilerden oluşan inşaat yapım kadrosu, kalite yöneticileri ve üçüncü taraf danışmanlardan oluşan denetim ve yürütme ekibidir.
Uzun süreli inşaat projelerinde, farklı disiplinlerdeki profesyonellerin bağımsız olarak çalışmayı tercih etmelerinden dolayı birçok sorun ortaya çıkmaktadır. Onların kararlarının diğer disiplinleri çoğu kez doğrudan ilgilendirdiği ve bunun da inşaat sektörünün yapı kalitesini derinden ve olumsuz etkileyen bir faktör olduğu bilinen bir gerçektir.
Bina kalitesinin müşterilere verilen sözlere uygun noktaya gelmesini sağlamak, tüm alanlarda olduğu gibi inşaat sektöründe de hem teknik hem ticari açıdan hayati önem taşımaktadır.
Dört Faktörlü Yeni Ölçümleme Modeli
Bina projelerinin geleneksel performans ölçüm teknikleri, ağırlıklı olarak maliyete bağlı finansal değerlendirmeye dayanır. Ancak, günümüzde müşterilerin istedikleri konutlarda ne aradıklarını bilinçli bir şekilde belirleyerek taleplerini müteahhitlere iletmeye başlamalarıyla birlikte bu ölçüm teknikleri, yaklaşımda bütüncül olmadıkları için değerlerini önemli ölçüde yitirmeye başlamışlardır.
Müşteri talepleri sonucu baskı altında kalan inşaat şirketleri, dört temel faktöre dayanan yeni bir ölçümleme yaklaşımını benimsemeye başlamışlardır. Bu dört faktörü şöyle sıralamak mümkündür:
- Proje özellikleri ve içerikleri
- Sözleşme şartları
- Proje katılımcıları (paydaşlar)
- Etkileşimli süreçler
Yeni ölçümleme modelinin temelinde; büyük fonların desteği altındaki kentsel yapılaşma projeleri, ülkemizdeki yaşlı binaların çokluğu ve deprem dayanımlarının zayıf olması nedeniyle sıklıkla tercih edilen kentsel dönüşüm projeleri büyük ölçüde etkili olmuştur.
Bu model, çalışanların düzenli eğitimi ve tüm kanaat ortaklarının iyi koordine edilmiş çabaları dahil olmak üzere süreç kalitesini artırmaya yönelik yönetimsel liderliğin çabalarını içerdiğinden, kalıcı bir kalite artışına yönelik kararlılığı vurgulamaktadır.
Aslında bu, “Toplam Kalite Yönetimi” felsefesinin inşaat sektöründe de uygulanabileceğinin bir göstergesi olarak kabul edilebilir.
Ana Parametreler: Zaman, Maliyet ve Kalite
Her ne kadar doğru bir yaklaşım gibi kabul edilse de optimize edilmiş maliyetler ve artan çalışan memnuniyeti açısından elde edilen sonuçlar durumun pek de toz pembe olmadığını göstermektedir.
Projenin tasarım aşamasından başlayan ve teslim anına kadar geçen süreçte; zaman, maliyet, kalite, müşteri memnuniyeti, müşteri portföyü değişikliği, imalat performansı, sağlık ve güvenlik gibi birçok kısıtlar su yüzüne çıkmaktadır. Bu kısıtlar içerisinde özellikle “zaman, maliyet ve kalite” ana parametreler olarak dikkat çekmektedir.
Müteahhitler için bina inşaatı sektörü, ağır mühendislik çalışmalarını içermediği için diğer sektörel özellikleri ve genellikle düşük performansından dolayı tercih edilmektedir. Ancak müşterilerin yapım sürecine dahil olmaları, binanın sadece bitmiş yüzüne değil, zemine oturuşu ve taşıyıcı sistemine de önem vermeye başlamalarıyla birlikte çok boyutlu bir yaklaşıma ihtiyaç duyulmuştur.
Sonuç olarak projelerin etkinliğini ve yeterliliğini hem bireysel hem de kurumsal düzeyde sıralamak için gelişen gereksinimleri ele almak üzere eldeki yaklaşımlara revizyonlar yapma ihtiyacı meydana gelmiştir. Bu revizyonları yaparken aşağıda sıraladığımız, kaliteye doğrudan etki eden beş faktör öne çıkmıştır:
- Maliyet ve zaman
- Kalite
- Müşteri memnuniyeti
- İş sağlığı ve güvenliği
- Sosyal çevre
İlk bölümünde yapı kalitesini etkileyen faktörlere giriş yaparak bunları ana hatları ile ele aldığımız “Binaların Kalite Performansını Belirleyen Faktörler” başlıklı yazı dizimizin ikinci bölümünde bu faktörleri detaylı olarak değerlendireceğiz…
“Binaların Kalite Performansını Belirleyen Faktörler” yazı dizimizin ikinci bölümünü okumak için tıklayınız…