İçindekiler
Avrupa emlak sektörü, enflasyonist baskılar ve artan faiz oranlarıyla boğuşurken; çevresel, sosyal ve yönetişim konularına da odaklanmaktadır. Merkez Bankasının 2022 ve 2023 yıllarındaki faiz artışları, değerleme ve inşaat maliyetleri riskine yönelik “bekle – gör” yaklaşımına neden olmuştur. Bu belirsizlik, rekor düzeyde düşük yatırım hacimlerine yol açmış ve gayrimenkulün tercih edilen bir varlık sınıfı olma durumuyla ilgili soruları gündeme getirmiştir.
Urban Land Institute’un hazırladığı “2024 Gayrimenkulün Yükselen Trendleri” raporu, Avrupa çapında yavaş büyüme ve Almanya ve İngiltere gibi büyük ekonomilere yönelik endişeler de dahil olmak üzere ekonomik tahminleri de yakından takip ederek; konutların karşılanabilirliği, sosyal eşitsizlik ve kitlesel göç gibi sosyal ve politik konuları ele almıştır. Yatırımcıların, riskli zamanlarda likidite sunan şehirlere odaklanarak sermayeyi nasıl ve nereye dağıtacakları konusunda daha temkinli davrandığı görülmüştür.
Avrupa ülkelerine yönelik göç, ekonomik ve iş gücü açısından avantajlar sunarken, aynı zamanda jeopolitik tartışmaları etkilemekte ve gayrimenkul gelişimi için yeni problemler yaratabilmektedir. Batı bölgelerde yaşlanan nüfus eğrisinin, konut talebini değiştirebileceği öngörülmekte ve sektör liderleri 2030’da yaşlılara yönelik konutların geliştirilmesini önermektedir.
Değişen Kent Ekonomisi ve Yatırım Dinamikleri: 2024 Beklentileri
2024’te yüksek düzeyde sürdürülebilirliğe sahip ve karma kullanımlı gayrimenkuller ile düşük enerji maliyetlerinin emlak sektörünün yükselen trendleri arasında yer alması bekleniyor.
Gayrimenkulün diğer varlık sınıflarına göreli çekiciliği ve dolayısıyla sermaye çekme yeteneği, sabit getirili varlıklarla getiri farkının kapanması nedeniyle gayrimenkul yatırımcılarının yeni proje geliştirme konseptlerine ihtiyaçları artmıştır. Peki 2024 yılının gayrimenkul trendleri nasıl şekillenecek?
Karma Kullanımlı Binalarda Verimlilik İçin Stratejik Yaklaşım
Önümüzdeki yıllarda kurumsal yatırımcıya göre başarılı sektörler, farklı nesillere ve türdeki kullanıcılara hitap eden çoklu kullanım alanlarına sahip olacaktır. Bu karma proje alanları ise kentsel ölçekli ve ulaşım odaklı olacaktır. Bu karma projelerde ölçek ve yönetim verimliliğini geliştirmek sektöre yön verecek arazi geliştirme firmalarının en önemli özelliklerden biri hâline gelecektir.
Ofislerde Güncel Çalışma Trendlerine Uygunluk
Hibrit çalışma, gayrimenkul profesyonelleri için önemli bir endişe kaynağıdır ancak bunun ofis sektörü üzerindeki etkisine dair somut bir kanıt yoktur. Pandemi sonrası iş yerlerine dönüşün hızı da ülkeler ve şehirler arasında farklılık göstermektedir. Sektörün, şirketlerin güncel çalışma uygulamalarına uyum sağlamasına olanak tanıyan kaliteli alanlara öncelik vermesi gerekmektedir.
Ofis sahiplerinin iş yeri stratejilerini yönlendiren en önemli üç faktör maliyet, konum ve yetenek çekiciliğidir. Bunların azaltılmasıyla birlikte daha kısa kira sözleşmeleri ve daha esnek çalışma alanları sunulması beklenmektedir. Pandemi sonrası ofis sektörü, birincil ve ikincil varlıklar arasındaki genişleyen uçurum nedeniyle giderek artan bir eskime riskiyle karşı karşıyadır. Bununla birlikte iyi konumlardaki birçok bina hâlâ önemli miktarda finansman gerektiren iyileştirmeye veya yeniden konumlandırmaya ihtiyaç duymaktadır.
Konutlarda Yüksek Yatırım Değerinin Devamlılığı
Konut sektörü son 15 yılda yüzde 317 oranında artan yatırım hacmiyle ofislerle arasındaki farkı kapatmasına rağmen hâlâ gelişmekte olan bir sektördür. Konut hacmi dünya genelinde ticari gayrimenkul hacmini aşarak sıkıntılı zamanlarda güvenli bir liman olarak görülebilmektedir. Sektör Covid sırasında olağanüstü iyi bir performans sergilemiştir ve bunun olası getirileri yatırımcıların 2024’te de ilgisini çekmeye devam edecektir.
Öğrenci konaklamalarına ilgi ise Avrupa genelindeki arz ve talep arasındaki uyumsuzluk nedeniyle yükselmektedir. Avrupa’daki satın alınabilirlik krizinin derinleşmesine rağmen uygun fiyatlı ve sosyal konut beklentileri geçen yıla göre daha az olumlu değerlendirilmektedir. Karbonsuzlaştırma çalışmaları içinse 2020’den bu yana Avrupa konut stokunun yalnızca yüzde 12’si iklim değişikliği hedeflerini karşılayacak şekilde yenilenebilmiştir.
Sonuç olarak, son yıllarda Avrupa ve Amerika’da gayrimenkul sektöründe yaşanan değişimlerin ülkemizde de benzer olduğunu değerlendirdiğimizde, 2024 ile birlikte gayrimenkulün yükselen trendleri;
- Ofislerin fonksiyon değişiklikleri ile yeniden sunulması,
- Veri merkezi gibi yeni nesil lojistik alanların doğru yer seçimleri,
- Karma kullanımlı binalar ve bağımsız bölümlerin artışı,
- Sürdürülebilir yeşil yapıların ve yeşil kent planlarının maliyet / getiri ilişkileri ile yeni projelerde benimsenmesi olarak karşımıza çıkacaktır.