İçindekiler
Yazının başlığında son yıllarda yeni nesil teknolojiler kullanılarak üretim faaliyetlerindeki değişimi ifade eden “endüstri 4.0” kavramından esinlenilmiştir. Yine başlıktaki bir diğer ifade olan “işlem maliyeti” ise daha çok ekonomistlerin kullandığı ölçek ekonomisi ile birlikte sıklıkla duyulan bir kavramdır.
1937 yılında Ronald Coase tarafından işlem maliyeti teorisi açıklanmıştır. Bu teoriye göre işletmeler; mülkiyet transferleri veya ileriye dönük sözleşmelerin maliyetleri üzerinden en doğru ekonomik stratejileri belirlemelidir.
İşletmeler, rekabet koşullarının gerektirdiği ölçüde firma veya piyasa olanakları arasında en doğru tercihi yapmalıdır. Yüzyılın başında açıklanan bu teori, günümüz koşulları için başka boyutlarda gerçekleşmesine rağmen firma stratejilerinin belirlenmesinde önemli bir bakış açısı olarak görülmektedir. Bu bakımdan özellikle 21. yüzyılın başından bu yana gelişen teknolojilerin işlem maliyetlerine etkisi, tekrar gözden geçirilmelidir.
21. Yüzyıldaki Ekonomik Hayat, Esneklik İmkânı Sağladı
21. yüzyıl ile hızla değişen ekonomik hayat ve yeni organizasyon şekilleri, herkes için daha fazla esneklik imkânı sağlamıştır. Ayrıca yine bu dönem işletmelere, müşterilerine karşı esnek olma ihtiyacı getirmiştir. Bilgiye hızlı ulaşan müşteriler ise tercihlerini daha rasyonel yapma imkânına kavuşmuştur.
Öte yandan daha fazla müşteri odaklı faaliyet gösteren işletmelerin başarısının arttığı da gözlemlenmektedir. Söz konusu dönemde müşterinin üretim süreçlerine katılması ve bu sayede sürekli ürün/hizmet ile ilgili iyileştirici düşüncelerin alınması söz konusu olmaktadır.
Sürdürülebilir İş Modelleri, Topluma ve Çevreye Sorumludur
Sürdürülebilir iş modelleri de müşteri odaklı esnek organizasyon yapıları gerektirmektedir. Söz konusu iş modelleri, topluma ve çevreye karşı sorumlu stratejik bir bilinç ile hareket ederler.
Bu organizasyonlarda müşteriler, sadece alışılagelmiş ekonomik fayda sağlayan bireyler değildir. İşletme faaliyetlerinden dolaylı olarak etkilenecek bütün çevre unsurları ve bu çevredeki paydaşlar, söz konusu kapsamın içindedir.
Karbon Salımlarının Hesaplanması İçin Yöntemler Geliştiriliyor
Yine yasal prosedürlerin arttığı günümüz koşullarında uygulamaların uzun vadeli faydalarının tahmin edilebilmesi için bu tip işlemlerin maliyetinin ve getirisinin hesaplanması da önemli bir çalışma alanıdır.
Özellikle Avrupa Birliği’nin üzerinde durduğu “karbon ekonomisi” adı verilen yeni bakış kapsamında, işletmelerin karbon salımlarının hesaplanması için çeşitli yöntemler geliştirilmektedir. Nitekim buna benzer çevresel ve sosyal dışsallıkların da hesaplanması, ölçülmesi ve standartlaştırılması gerekmektedir.
Gayrimenkulde Endüstri 4.0: Contech’ler ve Proptech’ler
Gayrimenkul sektöründe ise endüstri 4.0’ın hayatımıza getirdiği yenilikler contech’ler ve proptech’ler ile daha görünür hâle gelmiştir. Bu girişimler işlem maliyetlerini azaltırken müşteri memnuniyeti sağlayan; çevreye duyarlı hizmetler/ürünler olarak karşımıza çıkmaktadır.
Özellikle yeni tip koronavirüs (COVID-19) salgını döneminde tecrübe ettiğimiz dijital altyapıların imkânlarının çokluğu, birçok ihtiyacın minimum düzeyde bile olsa karşılanmasını sağlamıştır. Bahse konu yöntemlerin kriz anında çözümler üretebilecek bir kapasiteye sahip olduğu da bu dönemde görülmüştür. Örneğin sağlık ve eğitim için binalara ihtiyaç olmadığı deneyimlenmiştir.
Daha Az Fiziksel Yapıya İhtiyaç Duyan İş Modelleri Geliştiriliyor
Bugün dünyada teknolojinin imkânları kullanılarak daha az fiziksel yapıya yatırım yapılması düşüncesinin yaygınlaştığı söylenebilir. Örneğin daha az hasta ağırlayarak görevini yerine getirebilecek hastaneler, daha az öğrenci bulundurarak eğitim verebilecek okullar elde etme amacıyla teknolojik iş modelleri geliştirilmektedir.
Özetle teknolojinin gelişimi ile fiziksel binalara olan talep azalmıştır. Mobil yaşam olanaklarının; ofis dışından çalışanların ve vatanından uzak halkların aidiyet duygusunu azalttığı söylenebilir. Sosyal ve kültürel değişimin yönü, COVID-19 salgını döneminde daha da belirgin hâle gelmiştir. Zira bu dönemde doğrudan yaşamı ve yaşam alanlarını etkileyen durumlar ortaya çıkmıştır.
Blockchain ve Gayrimenkul
Günümüzde blockchain teknolojisi ile çok uygun maliyetlerle güvenli anlaşmalar yapılabilmektedir. Kanaatimce bu teknoloji sayesinde gayrimenkul alım-satım, kiralama veya sigortalama işlemleri de kolayca gerçekleştirilebilecektir. Ayrıca güneş enerjisi sistemleri, günümüzde daha ekonomik ve ulaşılabilir hâle gelmiştir. Çatılardaki güneş enerjisi potansiyeli değerlendirilerek; ekonomik ve çevresel değer üretilebilir.
Yukarıda bahsettiğim sosyal ve çevresel değişimler için bireyler, ekonomik tercihler ve stratejiler belirlediler. Bunu yaparken de birey veya işletme olarak işlem maliyetlerini göz önünde bulundurdular.
Sürdürülebilir bir gayrimenkul sektörü için yapılara değil, daha çok değişimi sağlayacak teknolojilere ve yazılımlara ihtiyaç vardır.
Scorpions adlı grubun 1990’lı yıllardaki meşhur şarkısı “wind of change”, dönemdeki değişim rüzgârlarını anlatır. O şarkıdaki “Yarının çocukları bir rüya kurarlar” sözleri, günümüzdeki çocuklar için de bir ilham kaynağı olabilir…