İçindekiler
Türkiye’de yükseköğrenim öğrencilerinin barınma ihtiyacı, her yıl artarak devam ediyor. Bu gereksinim, özellikle son yıllarda iyiden iyiye artan kira ve barınma sorunu ile de birleşince işin ciddiyeti biraz daha arttı. Her ne kadar devlet yurtlarının kapasitesi gün geçtikçe artsa da bu rakamlar gerçek ihtiyacı karşılamaktan oldukça uzak. Gerçi bu durum pek çok ülkede de pek farklı değil. Barınma ihtiyaçları her yerde, ağırlıklı olarak özel yatırımcılar vasıtası ile karşılanıyor. Bu da çok doğru ve sürdürülebilir bir gayrimenkul ürününün ortaya çıkmasını sağlıyor.
2 Milyon Yataklık Barınma Pazarı Büyüklüğü
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ve Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) verilerini incelediğimizde birinci ve ikinci öğretim olarak okuyan yaklaşık 4 milyon öğrenci bulunuyor. Kredi ve Yurtlar Kurumunun (KYK) yatak kapasitesi verilen demeçlere göre 800 bin civarındayken özel yurt yatak kapasitesi ise MEB verilerine göre 500 bin civarında. Bu oranlara göre öğrencilerin yaklaşık yüzde 33’ü yurtlarda barınabiliyor demektir. Yüzde 12’lik kesimin kendi evinde kaldığını ve ortalama bir evde iki öğrencinin yaşayacağını kabul ettiğimizde, her yıl yaklaşık 1 milyon konutta öğrencilerin kiralama sistemi ile barınma ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştığını varsayabiliriz. Yani 2 milyon yataklık bir organize barınma pazar büyüklüğünden bahsedebiliriz.
Potansiyel Barındıran Yurt Geliştirilecek İller
Şehirlerimiz ölçeğinde bir incelemede ise ortalamada 100 kişi başına 6 öğrenci düştüğünü görüyoruz. Nüfusu 400 binin üzerinde olan ve bu ortalamanın üzerinde kalan şehirleri yurt yatırımı için potansiyel barındıran kentler olarak süzmek, bize bir yol gösterebilir. Bu iller; Isparta, Erzurum, Edirne, Kütahya, Çanakkale, Eskişehir, Sivas, Sakarya, Elâzığ ve Düzce olarak belirlenebilir. Nüfusu az ama 100 kişi başına 15’ten fazla öğrenci düşen Karabük ve Bayburt ise gizli kalmış potansiyel olarak görülebilir.
Yurt Binası Tasarımı
Ülkemizin toplam satın alma gücü ve gelir dengesi göz önüne alındığında yurt tasarımı yapılırken olabildiğince kompakt, enerji dostu ve işletme bütçesi düşük tasarımlara yönelmek en doğru çözüm olacaktır. Bu minvalde özellikle modüler sistemler yapılacak tasarımlar efektif sonuçlar verecektir.
Yurt Konseptleri
Özellikle Birleşik Krallık, Kanada, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Hollanda; yükseköğrenimde barınma sistemlerinin geliştirilmesi konusunda öğrenci yurdu tasarım kriterleri başta olmak üzere hem mevzuat hem de yatırımcı atmosferi bakımından çok etkileyici ve çeşitli çözümler ile imkânlar sunmaktadır. Bu durum da şüphesiz ülkelerin üniversite yurt taleplerini karşılama oranlarına pozitif anlamda yansımaktadır. Söz konusu atmosferin gelişmesinde özellikle o ülkelerde eğitim gören yabancı uyruklu öğrenciler de büyük bir pay sahibidir.
Aynı durumu Türkiye için incelediğimizde ülkemizde yaklaşık 301 bin yabancı uyruklu öğrenci olduğunu görmekteyiz. Bahsi geçen rakam ülkemizde yabancı öğrencilerin toplam içinde yüzde 7,5 gibi bir paya sahip olduğunu göstermektedir ve bu da örnek verdiğimiz ülkelere kıyasla (İngiltere’de %25, Kanada’da %17) düşük bir orandır. Bir diğer öne çıkan durum ise ülkemizdeki toplam yabancı öğrencilerin yaklaşık yüzde 82’sinin; Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Türki Cumhuriyetlerdeki Müslüman ağırlıklı ülke öğrencilerinden oluşmasıdır.
Yurt konsepti geliştirirken sosyoekonomik yapı, gelir durumu ve öğrencilerin genel beklentilerini öngörmek gerekmektedir. Tek odada çok yataklı klasik yurt konseptinin dışında öğrenciye kendi özel alanının tanımlandığı ancak sosyalleşmesini de sağlayacak daire modeli yurtlar da talep görmektedir. Yatırım bütçesi, lokasyon ve kira geliri beklentilerine göre en doğru konsepti geliştirirken bir uzmandan yardım almak doğru olacaktır.
Dünyadan Örnek Yurt Projeleri
Dünyada bugüne kadar çok farklı ve çok hoş öğrenci yurdu projeleri yapılmıştır ve bu süreç gelişerek devam etmektedir. Ülkemizde de bu konuda elbette çok güzel örnekler bulunmaktadır. Bugün burada üç farklı yurt konseptinden birer örneği aktarmak isterim.
Detaylandıracağımız yurt proje örneklerinin ilki, Paris şehir merkezinde yer alan Golden Tower projesi. 50 metre yüksekliğinde karma bir kullanım fikrine sahip olan bu yapı hem konut kullanımı hem de öğrenci apartmanlarını içermektedir. Golden Tower’ı şehir merkezlerinde arsa kısıtı olan yerlerde hem yüksek yapı sistemini hem de öğrencilerle aileleri bir araya getirerek sosyal etkileşimi ve nakit akışı modelini geliştirmeyi amaçlayan bir konsept olarak düşünebiliriz.
İkinci örnek ise bizde de güzel örnekleri bulunan ve çoğalması için çalışmamız gereken kampüs içi yurt planlarından birisi olan Princeton kampüsü içindeki 510 öğrenci kapasiteli projedir. Hem konaklama imkânı hem de yoğun sosyalleşme ve etkileşim alanlarına sahip olmasıyla bu proje hem üniversiteye gelir üreten hem de ulaşım sorununu ortadan kaldırarak yüksek talep verimi yaratan bir modeldir.
Son örneğimiz ise pek çok farklı projenin geliştirilmesinde de her zaman kullanılması gerektiğini düşündüğümüz modüler ön üretimli yapı sistemleri ile inşa edilen Hollanda’nın Zuiderzeeweg bölgesinde toplam 335 üniteden oluşan bir projedir. Beş katlı ve yatayda büyüyen bu öğrenci yurdu konsepti, yapım ve devreye alma hızı ile çok büyük ses getirmişti.
Hem nitelikli barınmayı çözmek hem de sürdürebilir nakit akışı üreten bir gayrimenkul projesi üretmek için doğru yurt projelerinin daha da artmasını diliyorum.