İçindekiler
Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği (ÇEDBİK) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Sami Kılıç ile Türkiye’nin çevreci yapı performansından yapıların çevreci özelliklerinin finansal değere etkisine, yeşil binaların afet dirençlerinden ÇEDBİK’in faaliyetlerine kadar pek çok başlığı masaya yatırdık.
Kılıç, tüm dünya için ciddi bir tehdit hâline gelen iklim krizine karşı ülkemizde sektörlerin yeterli hassasiyete sahip olmadığının altını çizerken gayrimenkul ve inşaat sektörü özelinde şu önerilerde bulunuyor:
“Türkiye’nin gayrimenkul ve inşaat sektörü, iklim krizine karşı risklerin azaltılması ve bertaraf edilmesi için acilen yeşil binalar odaklı bir yaklaşım geliştirmelidir. Bu kapsamda sürdürülebilir tasarımlar ve YeS-TR, BREEAM, LEED gibi sertifikasyon sistemlerini kullanarak yapılarımızın çevresel performansını vakit kaybetmeden geliştirmeli ve iklim değişikliğiyle mücadelede uluslararası standartları mutlaka yakalamalıyız.”
Türkiye’nin Çevreci Yapı Performansı
Ülkemizin çevreci yapı performansı hakkında neler düşünüyorsunuz? Yeşil binalar ile ilgili farkındalığı artırma konusunda kamu ve özel sektöre hangi görevler düşüyor?
Günümüzde iklim krizi tüm dünya için ciddi bir tehdit hâline gelmiştir. Ancak yapı sektörü de dahil olmak üzere birçok alanda hâlen kurumların bu konuda yeterli hassasiyeti göstermediğini görmekteyiz. Yapı sektörü için konuşacak olursak bu durumun ana sebebi, şimdiye kadar kullanılan alışılagelmiş yaklaşım ve yöntemlerin kullanılmaya devam edilmesi ve bu yaklaşımların günümüz sorunlarına göre adapte edilememiş olmasıdır. Bu durumun sonucu olarak birçok kamu ve özel sektör kuruluşu, yakın zamanda Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Paris İklim Anlaşması sonucunda gelen yasal düzenlemelere uyum sağlayamayarak çeşitli mali ve idari yaptırımlarla karşı karşıya kalacaktır.
Türkiye’nin gayrimenkul ve inşaat sektörü, bu risklerin azaltılması ve bertaraf edilmesi için acilen yeşil binalar odaklı bir yaklaşım geliştirmelidir. Bu kapsamda sürdürülebilir tasarımlar ve YeS-TR, BREEAM, LEED gibi sertifikasyon sistemlerini kullanarak yapılarımızın çevresel performansını vakit kaybetmeden geliştirmeli ve iklim değişikliğiyle mücadelede uluslararası standartları mutlaka yakalamalıyız.
Gayrimenkul Değerlendirmede Çevresel Katmanın Payı
Binaların çevreci özelliklerinin, finansal değere etkisi hakkında neler söylemek istersiniz? Özet bir ifadeyle yeşil binalar finansal açıdan daha mı değerli?
Gayrimenkul alanında çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişim (ESG) çerçevesinde uluslararası değerleme standartları kullanılmaya başlandı. ÇEDBİK olarak düzenlediğimiz Yeşil Binalar ve Şehirler 2022 Sıfırın İnşası etkinliğinde konuşmacılarımızdan TSKB Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Makbule Yönel Maya, özellikle çevresel katmanın (E) gayrimenkul değerlendirme süreçlerinde %30’luk bir paya sahip olduğunu belirtmişti.
Ayrıca gayrimenkulde çevre kriterleri kapsamında enerji verimliliği, su verimliliği ve malzeme seçimi günümüzde öncelikli hâle geldi. Bu parametrelerin gayrimenkul değerlendirme süreçlerinde önem kazanması, sürdürülebilir binalar inşa etme konusunda bir itici güç oluşturmaya başladı. Dolayısıyla, yeni yapıların yeşil bina yaklaşımı ile inşa edilmesi ya da yeşil yerleşimlerin planlanması sayesinde arazi değer kazanacak ve uzun vadede kazanılan enerji sayesinde hem çevresel hem de ekonomik açıdan ciddi faydalar sağlanacaktır.
Kentsel Dönüşüm Süreçlerinde Yeşil Bina Uygulamaları
Türkiye’nin çevre dostu sertifikalı yeşil bina yatırımlarını artırarak, özellikle kentsel dönüşüm projelerinde yeşil bina uygulamalarının zorunlu kılınması ile enerji sarfiyatının büyük ölçüde engellenebileceğine dair bir ifadeniz bulunuyor. Bu kapsamda atılabilecek adımlara örnekler verir misiniz?
Öncelikle Türkiye’nin ulusal yeşil bina sertifikası YeS-TR’de belirtildiği gibi, mevcut veya yeni yapıların yeşil bina olabilmesi için en az B enerji sınıfını yakalaması gerekmektedir. Dolayısıyla yeşil bina uygulamaları ile enerji verimliliği doğrudan ilişkili durumdadır ve B enerji sınıfı, yeşil binalar için zorunlu kriter olarak belirlenmiştir. Bunun yanı sıra T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Hasan Suver; Yeşil Binalar ve Şehirler 2022 Sıfırın İnşası etkinliğinde yeni inşa edilecek binaların enerjisinin %10’unun, yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanacağı üzerine bir açıklamada bulunmuştur.
Yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanan enerjinin binalarda kullanılması, bina veya mahalle ölçeğinde atık ve su yönetiminin sağlanması, ısı yalıtımında doğru malzeme ve kaynakların seçilmesi gibi enerji sarfiyatını engelleyecek uygulamaların yaygınlaştırılması sayesinde kentsel dönüşümün ana hedefi olan sürdürülebilir ve yaşanabilir binalar inşa edilebilir. Bu süreçte enerji tasarrufu/enerji verimliliği ve en sonunda yenilebilir enerji uygulamalarının gayrimenkul sektörü için hem ekonomik hem de ekolojik açıdan vazgeçilmez olacağı kanaatindeyim.
Yeşil Binaların Afet Dirençleri Nasıl?
Yakın zamanda yaşadığımız deprem felaketinden hareketle inşaatta doğru planlama ve üretimin önemi bir kez daha acı şekilde ortaya çıktı. Bağdaştırmak gerekirse yeşil binaların afetlere dayanıklılık performanslarıyla ilgili neler söylemek istersiniz?
Öncelikle yaşadığımız depremler sonucu hayatını kaybedenlere rahmet, yakınlarını kaybedenlere sabır ve yaralılara da acil şifalar diliyorum. Böylesi zor günlerde yeniden kentsel dirençliliğin önemini hatırlamaktayız. Yeşil binalarda ve yerleşimlerde öncelikle afete dayanıklı binalar ve yerleşimler inşa etmek esas alınmaktadır. Bu kapsamda kent ölçeğinden bina ölçeğine doğru ilişki kurarak dirençli kentler inşa etmek zorundayız.
Özellikle deprem riski bulunan alanlarda yerleşime uygunluk analizlerinin yapılması, fay hatları ve yakın çevresi için doğru arazi kullanım kararlarının verilmesi, sosyal ve teknik altyapı açısından kapasitesi yeterli afet toplanma alanlarının belirlenmesi, ulaşım ve altyapı bağlantılarının jeofizik ve şehir planlama açısından iyileştirilmesi oldukça önemlidir. Tüm kent makro formunun afete dayanıklı bir planlama yaklaşımı ile ortaya konulmasından sonra binalar için zemin etütlerinin tamamlanması, statik uygulamaların yapılması, alana özgü doğru malzeme ve kaynakların kullanılması gibi yapı dayanıklılığını artıracak kriterlerin kontrol ve denetleme sistemi ile birlikte ilerletilmesi gerekmektedir. Yaşadığımız şehirler ile binalar, ancak bu şekilde yaşanılabilir ve sürdürülebilir kılınabilir.
“Mevcut yapı ve yerleşimlerin sürdürülebilirlik ilkelerine uygun olarak dönüştürülmüş olduğu ve yeni yapı ile yerleşimlerin bu ilkeler ışığında tasarlanıp uygulandığı bir Türkiye” hedefi bulunan ÇEDBİK, bu amaç doğrultusunda ne gibi çalışmalar yürütüyor?
ÇEDBİK olarak yapı sektörünün sürdürülebilir ilkeler ışığında gelişmesi ve pazarın dönüşümüne öncülük etmek misyonuyla yeşil bina sertifikalandırma süreçlerinin yaygınlaştırılması adına çalışmalar yürütmekteyiz. Temel faaliyetlerimiz arasında yeşil bina sistemleri için tasarım ve sertifika kılavuzları hazırlamak, projelere ulusal yeşil bina sertifikası vermek, ulusal ve uluslararası projelere, çağrılara ve programlara katılım göstermek, yeşil binalar hakkında eğitimler, seminerler ve etkinlikler düzenlemek yer alıyor.
Özellikle Dünya Yeşil Bina Konseyi (WGBC) kurucu üyesi olarak ve Avrupa Bölgesi Ağı (ERN) yürütme kurulunda yer alarak güçlü uluslararası ilişkilere ve bağlantılara sahibiz. Bakanlıklarla ve yerel yönetimlerle olan iş birliklerimiz ile ülkemiz adına yeşil bina kültürünü tanıtmaya ve geliştirmeye devam ediyoruz.
Son olarak bu değerli röportaj için teşekkür ederim. ÇEDBİK’in binaların ve yerleşimlerin sürdürülebilirlik ilkelerine uygun olarak inşa edilmesi ve yeşil bina sistemlerinin yaygınlaştırılması vizyonunu, sizin gibi bir dijital kütüphane ve düşünce platformu ile paylaşmaktan memnuniyet duydum. Bu söyleşimizin yeşil bina yaklaşımına ilgi duyanlar için bir ’emsal’ olacağından hiç kuşkum yok!