İçindekiler
Son dönemde küresel ölçekte çevre hassasiyetinin ön plana çıkması, pek çok alanda köklü değişimleri zorunlu kıldı. Üstelik bu süreç henüz tamamlanmış değil ve tüm hızıyla devam ediyor. Sanayi, hizmet, tarım veya gıda alanında faaliyet gösteren her işletme bu sürece dâhil ve üretim süreçlerinde çevre hassasiyetini gözetmek durumunda…
Çevreci Üretim, İnşaat Sektörünü de Etkiliyor
Konuya daha dar bir ölçekten baktığımızda ise inşaat sektörünün “çevreci üretim” başlığından ciddi anlamda etkilendiğine şahit oluyoruz. Üstelik tüm göstergeler de söz konusu etkinin artarak devam edeceğini işaret ediyor.
Doğaya verdiği zararı en aza indirerek barınma başta olmak üzere insanlığın ihtiyaç duyduğu tüm yapı ihtiyaçlarını giderebilmeyi hedeflemek durumunda kalan meslek profesyonelleri, bu işe temelde malzeme seçimiyle başlıyor. Zira yapılarda kullanılan malzemelerin doğaya zarar vermeyenlerden oluşması, yapıların sürdürülebilir ve çevreci kimlik kazanması adına en önemli etkenlerden.
Yüzyıllardır kullanılan bazı yapı malzemeleri, günümüz kimyasallarının aksine doğal olmasıyla biliniyor. Üstelik bu malzemelerin doğal çevreye ve insan sağlığına verdiği zarar da oldukça az.
Doğal Yapı Malzemeleri Nelerdir?
İlk akla gelen doğal yapı malzemelerini sıralayacak olursak şunlar ön plana çıkıyor:
Ahşap: Yıllarca birbirinden farklı pek çok yapının ana malzemelerinden biri olarak kullanılan ahşap, dayanıklı ve uzun ömürlü özelliğiyle ön plana çıkıyor. Üstelik bu malzeme, birbirinden farklı çok sayıda ağaç türünden elde edilebiliyor.
Taş: Oldukça dayanıklı malzemelerden olan doğal yapı taşları yapılarda uzun zamandır kullanılıyor. Bunların en çok tercih edilenleri ise bazalt, granit, andezit, kum taşı, kireç taşı, tüf, mermer, arduvaz ve diyabaz şeklinde sıralanıyor.
Toprak: Yaşam sürdüğümüz gezegenin derisi olarak nitelendirebileceğimiz toprak, insanlığın ihtiyaç duyduğu yapılarda çok uzun yıllar kullanıldı. Betona nazaran ısı yalıtım noktasında da avantajları bulunan bu malzemeyi öne çıkaran bir diğer özelliği ise ekonomik olması.
Kil: Yumuşak, yağlı bir toprak olan ve yapı malzemelerinin atalarından biri sayılabilecek kil; insanlığın barınma ihtiyacının giderilmesinde uzun yıllar boyunca etkin rol oynadı. Bu toprak çeşidinde yoğun olarak bulunan mineraller de kalker, silis, mika ve demir oksit şeklinde sıralanıyor.
Kerpiç: Ülkemizde özellikle Anadolu’daki yapılarda sıklıkla tercih edilen kerpiç, kısaca doğal ürünlerin karışımıyla çeşitli işlemlerden geçirilerek elde edilen bir malzeme olarak tanımlanabilir. Günümüzde hâlâ ayakta duran kerpiç yapıların inşa sürecinde, içerisinde kil bulunan kumlu topraklar saman ve benzeri katkılarla harç hâline büründürülüyor ve kalıplandıktan sonra güneşte kurumaya bırakılarak kullanıma hazır duruma getiriliyor.
Bambu: Odunsu bir ot olarak nitelendirilen bambu, antibakteriyel ve suya dayanıklılık gibi özellikleriyle öne çıkıyor. Oldukça hızlı büyümesiyle dikkat çeken bambular, günümüzde mutfak araç – gereçlerinden iç dekorasyon malzemelerine kadar pek çok alanda kullanılıyor. Hızlı gelişimi sebebiyle de sürdürülebilir özelliği bulunan bu bitkinin, yaşam alanlarında kullanımının artmasıyla çevreci yapılara sahip olmamız mümkün.
Saman: Çeşitli çimen türlerinin kurutulmasıyla elde edilen saman, genelde hayvan yemi olarak kullanılıyor. Ancak samanlar, çevreci yapı tasarımlarındaki kullanımlarıyla da öne çıkan malzemelerden biri. Nitekim saman balyası ile inşa edilen yapıların karbon salımı az, ısı performansı da yüksek oluyor.