İçindekiler
Gayrimenkul sektörümüzün en temelde yer alan konularının başında; arazi, arsa ve bağımsız bölüme kadar giden bir gayrimenkul piyasası için etkin, sağlıklı, sürdürülebilir ve güven veren bir gayrimenkul sektörü politikasının oluşturulması gelmektedir.
Değer Yönetim Sisteminin Olmaması Sektörü Manipüleye Açık Hâle Getiriyor
Son zamanlarda ülkemizde süreçlerin hep sonuçlar üzerinden yorumlanması gibi bir durum ortaya çıktı. Yani gayrimenkulün değeri bir sonuç olarak düşünüldüğünde, değer yönetim sisteminin olmaması ve mevcut uygulamalar piyasayı yansıtmadığı için bu durumun spekülasyona açık olması, tüm gayrimenkul sektörünün manipüle edilmesinin de önünü açmaktadır. Dolayısıyla gayrimenkul piyasasının temel barınma ve yatırım gücü, konut yapı üretiminden başlayarak tarım sektörüne, sanayi – üretim tesislerine ve turizm sektörüne kadar çok geniş bir yelpazede işlem görmesi, bu durumu başka bir çıkmaza sokmaktadır.
Taşınmaz Değer Haritası, Kayıt Dışı Ekonomi ile Mücadelede Önemli Bir Adım
Güncel hâli ile gayrimenkul çok sayıda değer kavramı üzerinden işlem görmektedir. Sektör içerisinde; piyasa değeri, yatırımcı değeri gibi kavramlar üzerinde ticarete konu edilmektedir. Ancak; devletin resmî değer olarak kabul ettiği belediye rayiç bedeli üzerinden vergiye konu edilmektedir. Kayıtlı değer olan belediye rayiç bedeli ile piyasa değeri arasında yaklaşık 14,7 kat değer farkı oluşması neticesinde; Türkiye‘nin resmî olarak kabul ettiği kayıtlı değerin kendisi “kayıt dışı değer” olmuştur.
Bu sürecin sadece kentsel alanlarda değil aynı zamanda kırsal alanları da dikkate alarak veri standartlarını amacına yönelik belirleyip “Türkiye Taşınmaz Değer Haritası” oluşturulmalıdır. Bu değer haritasının temel amacı piyasa işlemlerinin yakından gözlemlenmesidir. Vergi politikalarının bu değer üzerinde işlem görmesi, kayıt dışı ekonomi ile mücadelede önemli bir adım olacaktır.
Sektörde Bütüncül Bir Yapıyı Vizyon Edinmeliyiz
Sonuç olarak; Türkiye’nin gayrimenkul sektörü için oluşturacağı bütüncül bir yapı, sektörün disipline edilmesi ve niteliğinin artırılması yönünde önemli bir vizyon olarak dikkate alınmalıdır. Günümüzde konuya sadece üretim, sadece pazarlama ve sadece değerleme olarak bakılması tüm sektör paydaşları için iş birliği ve ortak bir vizyon belirlemede önemli bir engel olarak karşımıza çıkmaktadır.
20. yüzyılın gayrimenkul ve mülkiyet sistemine bakış açısı, artık günümüzün bakış açısını yansıtmamaktadır. Gayrimenkul sektörünün en önemli noktasının “değer” olması nedeniyle ortak vizyon ve gayrimenkul dilinin oluşturulması için taşınmaz değer haritalarının oluşturulması, sadece değeri meydana getirmek değil aynı zamanda değerin takibini de yapmak için gereklidir.