İçindekiler
Sağlıklı bir yatırım ortamının oluşturulması için ülkemizde düzensiz göçmen ile uluslararası yatırımcı ayrımının net bir şekilde ifade edilmesi gerekmektedir. Son yıllarda, sayısı çokça artan yabancıların tamamının ülkemize ev alarak geldiği algısı yayılmıştır. Yabancıların gayrimenkul edinimini zorlaştıran çeşitli vize ve ikamet uygulamaları ile uluslararası yatırımcıya Türkiye’de istenmediği hissiyatı yaşatılmıştır. Uluslararası forum ve internet platformlarında ülkemizde gayrimenkul edinen ancak vize alamayan yatırımcıların şikâyetleri, yeni gelecek yatırımcıların iştahını yok etmiştir.
Bu dönemde İspanya’da doğrudan yabancı yatırımlarda (FDI) gayrimenkulün payı 60 milyar dolardan 90 milyar dolara, Dubai şehrinde ise 45 milyar dolardan 80 milyar dolara çıkmıştır. İlgili bölgelerde tüm yatırımcıları çeken ortak nokta ise vize programlarının ve uluslararası yatırımcıyı cezbeden politikaların net olmasıdır. Doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının dünya ortalaması, %46 ile gayrimenkul yoluyla olmaktadır.
Vize Programları Oluşturulmalı
Türkiye’de sadece gayrimenkul edinimi yoluyla vatandaşlık verilmesi, pazardaki ihtiyacı karşılamamaktadır. Ülkemizde gayrimenkul alanların sadece %10’unun vatandaşlık programından faydalanması, gerçeğin tezahürüdür. Yabancıya gayrimenkul satışında farklı yatırımcıların ihtiyaçlarına göre aşağıdaki vize tiplerini önermekteyiz:
Altın Vize
Yeni bir hayat kurmak isteyen, ticaret ve iş hayatına entegre olmayı hedefleyen yatırımcı tipinin ihtiyaç duyduğu vize tipidir. Bu kişiler, yurt dışında edindikleri ticari bilgi ve sermayeyi ülkemizde değerlendirmek amacıyla hareket ederler. Altın vize, temelde çalışma hakkı ve kalıcı yaşam serbestisi içerir. Dünyada başarılı örnekler arasında yer alan; İspanya, Portekiz ve Dubai’nin vize programları buna örnektir. (Öneri: 200.000 USD)
Gümüş Vize
Tatil amaçlı gayrimenkul alımına yönelik verilecek bu vize, yatırımcılara tatil ikameti vererek adres kaydı yaptırabilme imkânı sunacaktır. Gümüş vize, aynı zamanda bir mekâna bağlı çalışma zaruriyeti bulunmayan dijital yakalı (digital nomad) çalışanları da kapsayacaktır. Bu vize türü, ayrıca Türkiye’de yaşamak isteyen varlıklı emeklileri ülkemize çekebilecektir. Programdan faydalananlar, üç aydan sonra yeniden ikamet almak zorunda kalmayacak ve sağlık hizmetlerinden kolayca yararlanacaktır. Söz konusu bireyler, yurt dışından maaş aldıkları için çifte vergilendirme önlenmelidir. (Öneri: 100.000 USD)
Altın ve Gümüş Vize Arasındaki En Temel Fark Nedir?
Gümüş vize talep edenlerin çalışma ihtiyacı bulunmamaktadır. Bu kişiler, tatil ülkesi olarak tercih ettikleri Türkiye’de; 100.000 USD civarında yazlık ev talep etmektedir. Altın vize için gelenler ise daha yüksek fiyatlı evlerde yaşam kurarak çalışmak istemektedirler.
Katkı Sağlayanlar Vizesi
Ülkemizde mesleği, sanatı, sporu ve eğitim aldığı konudaki uzmanlığı ile sosyal, ticari ve bilimsel gelişime katkı sağlayacak yabancılara verilecek vize türüdür. Türkiye’de beş yıldır yaşayarak ülkemizdeki sosyal hayata sorunsuz şekilde entegre olan kişiler, vatandaşlığa hak kazanabilirler. Ancak sosyal yaşama uyum göstermeyen kişilerin vizesi iptal edilerek ülkemize artı değer sağlayacak beyin göçü teşvik edilebilir.
Uluslararası Yatırımcı Ofisleri Gerekli
Yatırımcılar vize programlarından faydalandıklarında tüm başvurular One-Stop-Agency yatırım ofisinden yapılmalıdır. Yatırımcıya göçmen muamelesi yerine itibarlı bir yaklaşım sergilenmelidir.
Ülkemize yatırım yapmak isteyen yatırımcılar için “Yatırımcı Vizesi” uygulaması başlatılmalıdır. GİGDER üyesi firmaların satış sözleşmesini hazırladıkları yatırımcılar için gönderecekleri davet mektupları, yatırımcıların ülkemize gelmesi için vize alabilmelerinin önünü açmalıdır.
Gayrimenkul Alıcısına Kapalı Mahalle Sorunu Çözülmeli
Belli mahallelerin yoğun yabancı nüfusa ev sahipliği yapması nedeniyle yeni ikamet izinlerine kapatılması, demografik açıdan doğru bir yaklaşımdır. Ancak uluslararası yatırımcı, yatırım yaparak ülkemize katkı sağladığı hâlde ikamet alamamaktadır. Bunun yarattığı olumsuz intiba yatırım ortamına zarar vermektedir.
Yabancı nüfusun yoğunlukta olduğu mahalleler genelde merkezden uzak olan sanayi yerleşimleridir. Bu bölgelerin nüfusunu evleri satın alarak değil kiralayarak oturan kitleler yükseltmektedir. Söz konusu mahallelerden ev sahibi olan yatırımcıların yoğunluğu, genel algının aksine çok küçük bir orana sahiptir. Dolayısıyla yalnızca kiralama yaparak oturum alan ve bu şekilde bölge nüfusunu yukarı çeken düzensiz göçmenler ile gayrimenkul sahibi olan yatırımcılar arasına net bir çizgi çekilmelidir. Yatırımcıya kapalı mahalle uygulaması son bulmalıdır.
Aboneliklerde İkamet Zorunluluğu Kalkmalı
Elektrik, su, doğal gaz ve internet aboneliklerinde tüm yatırımcılardan ikamet talep edilmektedir. Normalde, bir Alman veya İngiliz vatandaşının ikamet almaya ihtiyacı yoktur. Ancak tatil amaçlı aldığı eve internet bağlatması için kendilerinden ikamet belgesi talep edilmektedir. Göç İşlerine ayrıca bir iş yükü oluşturulmamalı, ev alan yatırımcı ikamet almak zorunda bırakılmamalıdır.